19 Şubat 2017 Pazar

Çelınç'ta 2. gün ( Çocukluk eğlencen neydi?)

Pazar koşturmacası içerisinde 2. gün yazım için biraz gecikmiş olabilirim, ama azimliyim yazıp tamamlayacağım..

2. gün sorumuz şöyleli:

ÇOCUKLUK EĞLENCEN NEYDİ?

eyvah eyvah, bu soru fena... çok fena.
Ben çocukluğunu şu bir dakikasını bile boşa geçirmeden dibine kadar doya doya yaşayan insanlar vardır ya
hah işte
tam onlardan bir tanesiyim...
O kadar eğlenceli bir çocukluk geçirdim ki nereden başlayıp neyi anlatacağım ki şimdi..
oyyyyy
umarım kaptırıp bayacak kadar çok yazmam
özetlemeye çalışacağım...

Doğduğum zamandan 8 yaşımda kaybedene kadar en büyük eğlencem babaannemdi. Bizimle yaşıyordu, ne severdim.. sıkılmadan yılmadan gık demeden oynardı benimle saatlerce...
Annem bir yerlere, gezmeye, alış verişe falan gideceği zaman ablam hep onunla gitmek isterdi ben babaannemin dizi dibinden ayrılmazdım... Pişti oynardık.. kasten valeye hep lave derdi ben de şişe dibi zihni sinir gözlüklerimle yılmadan her defasında düzeltirdim
babaaaaane lave diil vale vaaaaale....
melek gibi kadındı babaannem... çok üzücü bir hayat hikayesi var, üç evladını toprağa vermiş elleriyle falan.. gülmezdi pek..
tek güldürebilen onu bendim.. asla küfür etmezdi, değil küfür kötü söz söylemezdi. en ağır lafı "Allah layığını versin" idi o derece..
ama ben nerden öğrenmişsem öğrenmişim, bir şeyi kafasına taktı mı
-sitteret babaaane derdim
çok gülerdi... küfürbaz olacağım el kadarkenden belliymiş.. :D

6 yaşına kadar emekteki evde de nefis çocukluk geçirdim ama esas en büyük eğlenceler bahçeliye taşındıktan ve bizim çete ile kanka olduktan sonra başladı..
kışın ödevleri falan hallettikten sonra ya ben özlemlere giderdim, ya o bize gelirdi, en büyük eğlencemiz kağıt bebek oynamaktı...
şebnem bebekler vardı o zamanlar
sakladım ben onları, defne anlayacak yaşa gelince verdim eline ama hiç ilgisini çekmedi. bizim jenerasyon için etkiliymiş demek ki...
annelerimizden yalvar yakar burda dergilerinden isterdik, uygun kıyafetleri kesip kağıt bebeklerimize elbise yapmak için...
bütün odaya yayılır saatlerce oynardık..


Kağıt bebeklerime en güzel kıyafetlerini giydirip poz vermişim onlarla burada.. sene 1985

yaz aylarında sabahın köründen akşam babalar işten dönene kadar sokakta olurduk....türlü çeşit oyun icat etmiştik, arka bahçede "cadıcılık" oynardık mesela.. Kendi uydurduğumuz bir oyundu, Ve her zaman cadı ben olurdum elbette...(şaşırdık mı? --aslaaaaaaa)
ama esas eğlence bu oyunlar değil muzurluktu..
evet evet muzurluk
bayılırdık muzurluğa
arka bahçede buluşup ne muzurluk yapalım diye düşünüp, bir şeyler bulur sonra icraata geçerdik...
öyle mahalledeki binaların zillerine basıp kaçmak gibi sıradan şeyler değil.
her biri birer post olur bu planlı programlı muzurlukların..
bir iki örnek yazmadan geçemeyeceğim..

oynadığımız bir arsa vardı, arsanın sonunda da bi kömürlük çatısı. kömürlüğün ait olduğu bina koddan aşağıda kalıyodu biz arsada çatıya bir adımla rahatça çıkıyorduk
orada oynar azardık
giriş katta karşılıklı dairelerde oturan teyzeler de bahçede oturup bizden rahatsız olur kovalar kızarlardı hep... bi gün takip ettik ikisinin de evde olduğu zamanı, önceden hazırladığımız ince bi halatla kapılarını birbirine sıkıca bağladık, sonra da bastık zile..
açamadılar kapıları haliyle..
ne yaptılar meçhul...
bırakıp gittik öyle ....


hahah işte bu o arsa..
o kamyonetin kasasına girip neden poz vermişiz?
saçmalık diz boyunu geçsin diye muhtemelen ahahaha.
fotoğrafın sol en üst köşesinde görünen minik bir beton parçası var görebilir misiniz bilmem.. hah işte o üzerinde oynadığımız kömürlük çatısı :D fotoğrafın çekim yılı 1984

bizim çocukluğumuzda playboy dergisi yayımlanmaya başlamıştı türkçe, ama siyah poşet içinde satılırdı, muzır neşriyat diye..
birisi almış bakmış, atmış arsaya.. bulduk biz dergiyi..
çıplak kadın fotoğraflarını kesip mahalledeki arabaların yarıdan fazlasının sağ kapılarına yapıştırdık.. kaç kişi arabasına binerken sağ tarafa bakar ki :D
çoğu öyle çıktı trafiğe
biz gülmekten yerlerde haliyle..

anlat anlat bitmez ki, bu ve buna benzer ne çeşit icatlar.. pek fenaydık..
eğlence anlayışım hep bir acayipmiş :D

normal çocukların sevip eğlendiği şeylerden de zevk aldığım oluyordu elbette
kitap okumak örneğin..
okuma öğrendiğim andan itibare tutku olmuştur kitap benim için...
televizyon pek de yaygın bir şey değildi ben çocukken..
tek kanal ve akşam 6 da başlardı yayın..
şeker kız candy
heidi
falan izlemek de büyük eğlenceydi
hop hop hop değiş tontonlar vardı
ne severdim....
biraz daha büyüdüğümüzde cuma akşamları korku filmi kuşağı hastası olmuştuk, ya özlem bize gelirdi ya ben onlara beraber izlerdik.. sonra apartmana girip evine dönmesi gerekenin evine varana kadar ödü başı patlardı :D
ne eğlence ama ...


şarkı söylemeyi çok severdim bir de... kendimi assolist olarak falan mı hayal ederdim artık neydiyse..
elime saç fırçasını alır içli içli söylerdim..
sesim berbattır ama ... ahahahah..

dans etmeyi de severdim çoook.

büyünce ne olacaksın sorusuna yanıtım ise apayrı ve upuzun bir post konusu
yazayım bir ara :D

çocukluk çok güzeldi beeee.
yeniden anımsamak ne güzel oldu..
vay arkadaş
bir asır öncede kalmış gibi.. zaman ne acımasız bir hızla akıyor .. pehhhh...



2 yorum:

Zihnin Arka Sokakları dedi ki...

Biz de yan bahçede oynarken oranın kapıcısı çok kızardı. Çiçeklere zarar veriyormuşuz falan. Ne günlerdi. Pişti ben de oynardım şimdi hatırladım (ama biraz daha 10'lu yaşlarda).

Yazgüneşi dedi ki...

Zihnin Arka Sokakları kapıcı dedin de
yan apartmanın kapıcısını delirtmiştik de koca adam elinde süpürge kovalamıştı sokaklar boyu bizi
ahahahahahah :D