14 Mart 2016 Pazartesi

Güvenpark patlamasının düşündürttükleri...

Lanetli bir coğrafya burası.... tarih boyunca hedef olmuş.. kanlı pazarlıklara sahne olmuş hep....
şanssızlığımız bu coğrafyada dünyaya gelmiş olmak..

evimin çok yakınında bir ay içinde 3. patlama bu... bir tanesinin tam ortasına düşmekten on dakika ile kurtulduk kızımla.. o seferinde kurtulmuş olmamız bir dahakine patlamayacağımız anlamına gelmiyor..
benim, bizim, ölenlerin, yaralananların, hiç birisinin hayatının zere önemi yok sebep olanların gözünde..
lanetleriz
geçer gider
unutulur..

unutuluyor haklılar
unutacağız evet
bundan bir hafta sonra yeniden neşeli fotoğraflarımızı falan paylaşmaya başlayacağız sosyal medya hesaplarımızda
kadeh kaldıracağız
doğum günleri kutlayacağız
yaptık daha önce
yine yapacağız
aksi halde yaşayamayız çünkü..

terörün amacı zaten ölmüş olanları cezalandırmak değil ki..
hayatta kalanları korkutmak..
eğer perde çekmez.. şu anda hissetmekte olduğumuz acıyı kesintisiz hissetmeye devam edersek
yaşayamayız
çıldırırız
zaten ruh sağlıklarımız hasarlı hep..
yaralı bereli..
duyarlı insan bir avuç kaldık... o da endişeli, huzursuz...
bir kısım şuursuz tamamen.. bana dokunmayan yılan bin yaşasın kıvamında ona kömür ve makarna veren efendisinin yaptıklarını alkışlayarak yaşayıp gidiyor..
zaten öyle dar bir alanda öyle vizyonsuz yaşıyor ki, patlaa olan yerlere yolu bile düşmüyor.. ve olan biteni umursamadan yayın yasağı gerekçesiyle duyarsızlıkta tavan yapıp eller havaya tadını bozmayan tv kanallarında dizilerle evlenme programları dandik yarışmalarla uyuşup oturuyor mal gibi...
mal gibi değil aslında
malın ta kendisi
biz bi avuç duyarlı insan çekiyoruz acıyı
biz ölüyoruz
biz yaralanıyoruz..
biz korkuyoruz
ölmekten zerre korkmuyorum
tek korkum sevdiklerim ölmesin zamansız bok yoluna, sakat kalmasın ya da..
bir de ölememek... arafta kalmak..
bir de ondan korkuyorum işte..
yoksa ölüm nedir ki.. önünde sonunda öleceğiz işte...

ama şimdi ben nasıl endişelenmem
yarın on yaşında kızımı servise bindirip okula göndereceğim
kocamı işe
kendimi geçtim..
ama tek kendisi yok ki insanın hayatta...

üniversite sınavına girdi bir yığın genç bugün
ayların emeği..
sınav sonrası genelde dershaneler bölgesi ya kızılay
arkadaşlarıyla dershanelerinde buluştular, kafa dağıtmaya cafelere gittiler..
18:45
tam otobüs duraklarına dağılıp evlerine dönme saatleri....
şimdi o çocukların bir kısmı sınav sonucunu hiç öğrenemeyecek..
dereceye girecek belki
en istediği fakülteyi tutacak belki puanı.. sevinemeyecek
belki çok düşük gelecek puanı hayalkırıklığına uğrayamayacak....

hep bu lanetli coğrafya yüzünden... hep...

hiç huzur bulmadı bu coğrafyada yaşayan insanlık... tarih boyunca
en büyük şanssızlığımız burada doğmuş olmak işte...

lanet olsun....


1 yorum:

Makbule Abalı dedi ki...

Yazdıklarınıza tamamen katılıyorum. Evet ne yazık, duyarlı bir avuç insan kaldı. Ya onlar da olmasa... Düşünmek bile istemiyor insan...