26 Mart 2013 Salı

şimdiki düşmanlığımızdan elimize kalan...

ya yıllar sonra olmadık bir yerde geliverirsek karşı  karşıya ve bakar bakar da karşımızdaki yabancıya; içimizden dersek "tuhaf, şu yabancı ne kadar da çok benziyor bana..."
evet olabilir böylesi de..
ya olursa?
şimdiki düşmanlığımızdan o zamana elimizde kalan pişmanlığımız olursa ya?

fotoğraf:  alper fidaner/mart 2013-ankara

seni bugün de özledim 3


25 Mart 2013 Pazartesi

Anne Ağlatma Uzmanı Defne'den...

Kızım'ın uzmanlaştığı bir alan var
Anne ağlatma..
Tek geçerim üstüne tanımam bu dalda Defnoşun..
günlüğüne göz atarken rastladığım bir sayfa
buyrun bakalım
gel de ağlama....

şşşş aramızda ;)

13 Mart 2013 Çarşamba
Sevgili Günlük
Bigün Şiva adında bir köpek vardı o öldü şimdi de onun resmine baktım güzel bir köpekti gözümden yaş geldi annem bana şöyle bir şey dedi herkes  bir gün ölecek iyi insanlar cennete kötü insanlar ise cehenneme bu cümleyi unutmiyacağım çünkü onu çok seviyorum ve bir gün ben de ölüceğim eminim ikimizde cennete gideceğiz eminim öyle olacak eminim ikimizde iyi bir insan olacağız herkese yardım edeceğiz onu o kadar çok seviyorum ki gözlüklü olsa yada şişmn olsa da o beni 9 ay karnında taşıyıp beni koruyan kişi onun iyi biri olup güzel ve akıllı olmasını istiyorum ve dua ediyorum. Cennete gitmesi için




seni bugün de özledim 2


22 Mart 2013 Cuma

Seni bugün de Özledim 1

Canımın içi Duygucanım, Okula başladığı günden bu yana Derin'in kalemkutusuna sınıfta bulması için minik resimli notlar koyuyor..
Yaptığı günden beri fikre bayıldım...
Hep ben de yapayım dedim dedim tembellik ettim..

Baktım Selda'da başlamış Asya Kız için benzer bir şey yapmaya; ya da hep yapıyordu da ben yeni çaktım.. Bilemedim..

Dedim bugün
e kadın
bırak tembelliği nck nck nck


Taklit ettim de
bire bir taklit olmasın bari diyerek ben de bir "seni bugün de özledim" serisinde karar kıldım. Çünkü ben ondan ayrı kaldığım her an o cadıyı hakkaten özlüyorum :)
Okuldan benim ofise dönüyor ya
Döndüğünde ofiste bulacağı notlar olsun diye

Ve ilk notumu sunuyorum efenim.
Bakalım capon balığı beğenecek mi?


dipteki not: benim resim yeteneğim sıfır altı negatiftir bunu bakarak çizdim tabiki de :)

20 Mart 2013 Çarşamba

Bir kedi gördüm sanki :)

Penti çorap çamaşır firması
Aile İçi Şiddetle Savaşa destek vermek için kimi ünlülerden bir çorap tasarımı yapmalarını istemiş.
Benim bu hadiseden falan haberim yok tabi.
Geçen haftalarda İpek'e çorap almak için girdik Edoş'la Pentiye, bakınırken pat karşılaştım bu çorapla
ene dedin
bu neee..
bayıldım ve hemen edindim kendisini...




Bugüne dek denk gelip de giyememiştim.. Bugün şereflendirdi bu sevimli kedicik bacağımı..
Sağ olasın Penti
Var olasın Mete Horozoğlu..


Nerden de bulursun diye soruyor Aykut sabah bacağımda görünce..
dedim valla ben bulmuyorum
onlar beni buluyor..
bir yolunu bulup çıkıyorlar karşıma..

Ah benim çocuk ruhum... Hiç büyüme
emi?
=^..^=

miyummm


diğer ünlüleri ve tasarladıklarını merak ettiniz di mi:)
buyrun bakın
tıktık lütfen

19 Mart 2013 Salı

Tatsız haberler sokağından geçmiş yolum bugün yine.

 f: neslihan karayakaylar tamyaman
m: Nurcan Yazar (teşekkürlerimle)

Kapalı bir mekânda olmanın sıcak rehavetinden dışarı adım atıyorum. İçim ürperiyor esintili bahar havası yüzüme usuldan çarpınca. Saçlarımı dağıtıyor rüzgar, ellerimle toparlayıp zaptedeyim diyorum. Bakıyorum özgürlüğe acıkmış kafes hayvanları gibi parmaklarımın arasından kaçma telaşındalar.. Salıveriyorum gitsinler...Okul zilinin çalmasının ardından bahçeye koşuşan çocuklar gibi dağılıveriyorlar hemen... Aldırmıyorum.

Mevsim bahar, hava da güneşli üstelik.. Ama serin..
Gri ve bulanık lâkin ılık olmasındansa, güneşli ama serin olmasını tercih ettiğimi ayrımsıyorum bir an.
Tatsız haberler sokağından geçmiş yolum bugün yine... Güneşe gülümseyeyim istesem de kıvrılmıyor dudak uçlarım inatla... Gözümü kamaştırmasına aldırmadan özür dilercesine bakıyorum güneşe... Sanki göz kırpıyor bana "anladım" dercesine... Omuz silkiyorum.. "Sen de anlamazsan başka kim anlar ki beni" diyorum..
Üstelik yüksek sesle söylüyorum bunu galiba..
Üstelik de güneşin de umurundaymş gibi sanki...

Biraz yürüyorum.. Saçlarım hâlâ özgürlük ilanında..Bir hışımla toparlıyorum.. karışıklıklarını olabildiğince parmaklarımla düzeltip hızlıca bir örgü yapıyorum, hırsımı neden saçlarımdan çıkarttığımı bilmeden...

Usuldan ilişiyorum yolumun üstündeki banklardan birisine..
Serin bahar rüzgarı iyiden iyiye içimi üşütene dek kalıyorum orada... Ne kadar zaman bilmeden.. Üşüyünce algılıyorum ki, orada oturduğum sürece hiç düşünmemişim... hiç bir şeyi
Ceketimin önünü sıkıca kapatıp kollarımı kavuşturuyorum ısınma içgüdüsüyle...
Kalkmaya yelteniyorum banktan ve kalkarken gözüme yerdeki izmarit çarpıyor.. Ayağımın ucuyla minik bir tekme atıyorum izmarite tiksinerek..
"hay zıkkım içesiceler, yerlere atmayın bari" diyorum.. Hem de galiba yine yüksek sesle...
Evet evet kesin yüksek sesle söylemiş olmalıyım.
Sadece içimden geçirmiş olsam başımı kaldırınca göz göze geldiğim yan banktaki sigara tüttüren genç  böyle ters ters bakmazdı bana herhalde..
İçimden ona dil çıkartmak geliyor.. Çocukluğumda yaptığım gibi..
Çıkartmıyorum..
Yürüyüp gidiyorum kapalı bir mekânın sıcak rehavetine doğru...

17 Mart 2013 Pazar

bizim evin halleri...

Ben severim öyle bizim evde birikelim, yiyelim içelim, bol sohbet muhabbet olsun
coşalım
gülelim..

bizim ekip ne zamandır yapamamıştık araya o girdi bu girdi şu girdi derken
cumartesi yapalım dedik
Ayşe'nin doğum günüydü hem
mis gibi kutlarız da
e pek şükela olmaz mı
bal gibi olur dediiiiik..

toplaştık..

bu defa öyle icikli bicikli âlaaaaa franga şaraplı biralı sofra olmasın da
çilingirinden olsun
rakı sofrası olsun
türkiş sitayılın kralı âlaaaaa turca nın bayrakla önde gideni olsun dedim..

arnavut ciğeri merkezli muhtelif mezelerden meydana gelmekte olan bir sofrayı vücuda getirdim efenim..

Gene çok güldük ya la....


ekiiiiipp
seviliyosunuz.. fenaaaa haldeeee....

ayşecaaaaan
iyi ki doğdun ya kıııııı
moaaaahhh..

susiim fotoğraflar hislerime tercüman olsun ;)














15 Mart 2013 Cuma

hoşgeldin bahar lalalalalalalalla

fotoğraf: nisan 2012/ neslihan karayakaylar tamyaman

Bahar geldi...
Mart kendisinden beklenen olumsuz performansı göstermedi henüz bu sene..
bitmiş değil tabii
her an patlatabilir bombasını..

ama şimdilik hava gerçekten pek güzel..
henüz alergenler ortalığı çılgınca istila etmemişken aksırıp tıksırmadan kaşınıp uyuzlanmadan sürdüm ya biraz bahar keyfi...
bu da hoş yani...

ama yine de bahar depresyonu da dürtmüyor değil laf aramızda usul usul omurilik soğanımı.. "hişşşş.. hadi yorul, mızırda, sinirli ol, geril..." bla bla bla...
ben her bahar depresyona girerim..
bi de ters bi e aksi bi de kırıcı olabilirim kiiiii.
abooo
hayır aklından geçen olur ya akıl bu çift şerit otoban ööööyle uzayıııp gidiyor, geçen geçer kardeşim
de
sen diye ordan geçeni küttedenek dilinden çıkarıyosun ki
di mi
bırak geçsin gitsin yoluna..
doğrucu davut oluyosun da nooluyosun ki
hah işte olursun böyle sivri dilli.. yafta yapışıp sıvaşır kalır ööööylece üzerinde...
peeehhhhh....

baharın bence en nefis tarafı ardından yaz geliyor oluşu
dürüst olduğumda durum bu
naapiim
ben öyle ay çiçek böcük bahar dalı arı vızvızvız modeli olamıyorum ...
benim model belli abicim..
giy bikiniyi al eline buzzz gibi biranı sürün havuç yağını.. kitabın da olsun diğer elinde .. yayıl şezlonguna
bu yani..

ama yine de tabi ki bahar kıştan iyidir..
ve bu yıl mart ayının yaptığı jesti de harcamayalım bence..
kıymet bilmek lazım..
di mi ya...

taaam taaamm..
nankörlük yok

hoşgelmiş hakkaten bahar..

lalalallalalalla



12 Mart 2013 Salı

hşşşşşşşşşşşş...

fotoğraf: 2011-ankara/ neslihan karayakaylar tamyaman

Fark ettim ki çok zaman olmuş susmayı tercih edeli... ve herkes alışmış suskun hallerime..

Susmaya ilk başladığım zamanlardı, hatırlıyorum... Çok ağlıyordum...Her yerde.. hep ağlıyordum. Önce topluma açık yerlerde ağlamayı bırakmamla başladı süreç sanırım.. Bir süre yalnız kaldığımda ağladım sadece.. ama hep..

Sonra sonra o da kesildi..

Susmaya..dışarı susmaya ilk başladığımda, her yerde ağmamla eş zamanlı olarak, gözyaşlarım dışa akarken, kelimelerim içe akıyordu.. kendime konuşuyordum...

İşte o yalnızken ağlamalar da kesildikten bir süre sonrasına değin devam etti bu içime sohbetlerim..

sonrası...
...
..
sonrası tam suskunluk.. kendime de söz söylemez oldum.
Hüzünbaz şarkılardı sürgütteki hayatta bana eşlik eden uzun bir süre..

Şarkılar da sustu epeydir
Dipsiz bir sessizlikteyim

sustum
alıştı herkes suskunluğuma

sessiz

dipsiz

sensiz

ve
şimdi..
diyorsun ki

"gel"

ben buna cevaben
sanırım
            yalnızca
                          susacağım.......

11 Mart 2013 Pazartesi

Sokakları denize çıkan kente göçen kadının sayıklamaları.. 5

ESKİ DEFTERLERİ KARIŞTIRIRKEN BULDUM ADAM...
BASIP SOKAKLARI DENİZE ÇIKAN KENTİME GÖÇMEDEN ÖNCE YAZDIKLARIM VAR İÇİNDE
SANA...



Oturup yazdığım vakit sana hitaben içimin zehiri kalemimin ucundan kağıda akıyor sanki... Bu defter var ya adam zehir zıkkım..
İşte yazdıkça sanki oturup seninle laflamışım hissine kapılıp yatıştırıyorum içimde kabaran "sana özlem" duygularımı...
Diyet yaparken açlığını yatıştırmak için yutulan bir çorba kaşığı kuru kepek sana yazmak sanki...
Yutması zor ama yatıştırıyor açlık hissini... Zamanla da mide küçülür ve gerek kalmaz ya yutmaya kepeği...
Öyle olacak sanki..
Bendeki sen bu şekilde yok olacak belli ki..
yok olacak dedimse...
Sana olan özlemim; tenimin tenine olan hasreti, gözlerimin gözlerini araması, kulaklarımın sesini ayrımsama talebi... böyle böyle körelip gidecek
yoksa geçmişimi silmişliğim, geçmişimde bıraktıklarımı unutmuşluğum hiç olmadı benim..
yok olmayacaksında; şimdiki zamana hükmün kalmayacak demek istediğim...
Gelecekteki şimdiki zamana..
Her geçen gün adın daha mı az geçiyor zihnimi yoklayıp ne...
Dilerim kalıcı olur bu ferahlama...
Hala özlüyor, hala hayalini kuruyorum zaman zaman elbette... Kimi alışkanlıklar öyle kolayca sökülüp atılamıyor ki...
Ne alıştırmışım kendimi sana
Hem de sen hiçbir gün zerre umursamadığın halde..
Ne aciz bir duygu şu aşk
İyileşiyorum sanki be adam...
içimde usul usul bahar çiçekleri
Ama var ya...
-bu da bir itiraf olsun şimdi-
bir görsem, bir dokunsam dağılıp gidebilme riskim var kumdan kale gibi...
Bakma uzaktan öyle heybetli durduğuma.. senden gelen bir dalgaya bakar yıkılıp gitmem sanki....

Aynı kentin havasını solumasak artık keşke..

Gitsem, gidebilsem bu sevimsiz şehirden...
Ya da daha iyisi.. Sen gitsene adam..
Hayallerinin peşinden koşsana biraz sen... Kadınını da al götür beraberinde...
Tutuşup el ele gitsenize.. çıksanıza menzilimden..
fotoğraf: ocak 2011-ankara..neslihan karayakaylar tamyaman

"sonsuza kadar mutlu" yaşasanıza... siz giderken üç elma düşse ya gökten.... Biri o kadına, biri sana üçüncüsü de bana...
ve ben hırş hırş yesem elmamı.. ısıra ısıra
siz ne yaparsanız yapsanız elmalarınızla gittiğiniz diyarlarda..
çocuk yapsanız mesela biraz sana biraz kadınına benzeyen..
o kadını tanımam bilmem ya, iyi yapar herhalde anneliği, seni bu kadar güldürebildiğine, senin sevgini bunca kazanabildiğine göre... herhalde dedim..emin olamam.
ama seni bilirim adam
nefis bir baba olursun sen..
bence..
sen gibi
kadının gibi yüzü gülen çocuklar yapın
mutlu olun

gidin adam bu kentten
kadınınla el ele tutuşun
gidin
gökten düşen elmalarınızı da alın
toz olun...

NEREDE SENDE HAYALLERİNİ KOVALAYACAK CESARET BE ADAM.. SIKIŞIP KALDIN O KENTE...
BEN
KENTİMİ TERK ETMEM
EDEMEM DİYEN BEN
BIRAKTIM DA
HER DAKİKA GİDECEĞİM DİYEN SEN... SIKIŞTIN KALDIN...
YAZIK...
EVLENMEDİN DE O KADINLA ZATEN...
BABA DA OL(A)MADIN HİÇ...
YAZIK....

ZAMAN NE HIZLI

BİR ASIR ÖNCEYMİŞ SANKİ....

8 Mart 2013 Cuma

Kutlamıyorum ben Kadın Günü...

8 Mart 2009'da yayımlamış olduğum yazımı yeniden yayımlıyorum..
Hala aynı fikirdeyim
Bu yazıyı ilk yazdığımda bu kdın günü değil emekçi kadınların günü falan filan polemikleri olmuştu
ben de demiştim ki
emek emektir; kadını erkeği yoktur Emeğin kutlandığı gün de 1 Mayıs'tır...
Yazımın sonuna gelindiğinde aynı polemiğin oluşacağını tahminden yola çıkarak baştan bu fikrimi de beyan edeyim istedim..




8.3.2009
Ben özel günleri severim...

Herkesin kıl kaptığı 14 Şubat'a bile bayılırım da

şu 8 Mart'ı sevemedim gitti

kadın günü münü kutlamıyorum ben
gurur duyuyorum ben kadınlığımla
hep de duyacağım
9 ay içimde büyütüp, ortaya çıkardığım CAPON BALIĞIMA BAKTIKÇA DA ARTACAK GURURUM
OHHH İYİ Kİ DE KADINIM :)
lakin

Her toplumda -en medenisinde bile- ezilmeye mahkum ediliyor kadın sanki bir vesileyle

kadın-erkek diye ayırıp da insanlığı

kutuplaşma olayını sevemedim işte

mesela bir erkekler günü olsa bu kadar da takmayacağım 8 Mart'a

ama erkeklerin kutlayacak bir günü yokken

-kendilerine bu konudan söz etsek eminim kasıla kasıla "ihtiyacımız yok ki" derler, en azından büyük kısmı-

kadınların niye var ki?

işte bu noktada başlıyor insan olarak değil de

kadın ve erkek olarak sınıflandırmak toplumu

insanoğlu iki çeşit yaratılmış işte

bir kadın-bir erkek

kadın olmadı mı erkeğin

erkek olmadı mı kadının bir anlamı var mı?

çok mu ütopik bir talep olurdu acaba

deseydim ki:

8 Mart'ta kadınlar günü değil de

insanlık günü kutlansaydı mesela?

kadın-erkek elele insalığı bir adım daha ileriye götürmeye

her toplumda herkesin insanca yaşaması için çabalamaya yönelik birşeyler yapsaydılar mesela

çok ütopik dimi

ne yazık


oysa kadınsız erkeğin

erkeksiz kadının

ne manası var ki şu kavanoz dipli dünyada...........

desem ki
hadi kadın erkek elele insanca yaşamaya........

1 Mart 2013 Cuma

Ne zaman başlar anneler çocuklarının ayaklarını öpmemeye?

"Anne ben artık koca kız olmadım mı? Neden ayaklarımı öpüyorsun ki hâlâ?"..
dedi

Hakikaten ne zaman bırakır anneler çocuklarının ayaklarını öpmeyi.. Anneler o yumuk yumuk ayakları hep öper...
Annemi ayaklarımı öperken hiç hatırlamıyorum ben..
ne zaman bırakmıştı peki
zira "en çok ellerinizi ayaklarınızı öperdim, yanaklarınıza kıyamazdım" der hep...

Ne zaman büyür çocuklar
Ne zaman anlar anneler çocuklarının büyüdüğünü?

Neden zaman hızlanır bir kadına doğurduktan sonra?
Neden çok hızlı büyür çocuklar?
Neden çocuğuyla olduğunda su gibi akıp gider zaman kadınlara?

Büyümek
annesinin ayaklarını öpmemesi midir artık
bir çocuğa..?

neden çocuklar büyüdükçe yaşlanır anneler..?
zaman
neden hızlanır
insan yaşlandıkça..?

çocuklar ne zaman büyür?
neden fark etmez anneler çocuklarının büyüdüğünü..?
neden çocuk kalır hep annesinin gözünde insan da bir zaman ayaklarını öpmemeye başlamıştır ama yine de annesi..

ben..
ben ne vakit
öpmekten vazgeçebilirim ki
bu yumuk yumuk ayakları?

fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman /şubat 2013-ankara