28 Şubat 2013 Perşembe

Hani Bazen...

Hani bazen insan
kendini..
sıkışık
soğuk
sevimsiz parmaklıkların ardına hapsolmuş hisseder de...
...

bakmaya çalıştığı her noktada
uçsuz
bucaksız
dipsiz bir karanlık görür ya...

..

hah
işte
tam da öyle....

fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman - şubat 2013/ ankara

27 Şubat 2013 Çarşamba

mutluluktan kırılır mı insan?



seninle konuştuğumuz zamanlar ruhumun bahar dalları çiçek açıyor adam..
ne zaman bir ses, bir nefes , bir işaret alsam senden..
pıtrak gibi pıtırdıyor çiçekler...
öyle ki ruhumun dalları eğiliyor çiçeklerin ağırlığından... ödüm kopuyor çıt diye kırılıverecekler diye bazen

mutluluktan kırılır mı insan adam?

anlık mutluluk şoklamalarından mesela ölünür mü?

öleceğim sanıveriyorum bazen..
öyle...
ruhumun dalları üzerindeki çiçekleri taşımayacak, çıt diye kırılacaklar ve ben ölüvereceğim sanıyorum...

Ölmek kolay mı ki adam?

Ha deyince ölünemiyor aslında.. biliyorum...
ölsem ölsem diye bekleyen nice hastalar görmedik mi ahir ömrümüzde..

esas sen canımı yaktığın zamanlar ölecek gibi hissetmeliyim aslında -yani teoride biz insanoğlundan beklenen budur hep... öyle değil mi ya?
 ama tuhaf ki öyle zamanlar
sen beni yaralayıp, canımı acıttığın zamanlar
-ki ne kadar sık yapıyorsun bunu bana... biliyorsun değil mi?
...
biliyorsun...

neyse, ne diyordum?
hah
beni yaralayıp, canımı acıttığın zamanlar değil ölecek gibi hissetmek, daha bir hırs ve azimle tutunuyorum hayata..

ama ne vakit mutlu etsen beni...
laflasak mesela
havadan sudan..
özensizce bir laflama da olsa..
ruhumun dalları çiçek açıyor
ve çıt diye kırılıp öleceğimi zannediyorum

hakikaten adam
kırılıverir mi insan mutluluktan?




26 Şubat 2013 Salı

Ah ne kahraman, ne cesur /Ne güzel çocuklardık/ Her yeni günü ümitle/ Nasıl kucaklardık

NEDENSE BUGÜN
ÇOCUKLUĞUMA
GENÇLİĞİME SÜRÜKLENDİM
SEBEPSİZ
DURDUK YERE... 
 
 
 
 
Evvel zaman içinde dostlar ağaçlara ev kurardık
Tatlı bir düş içinde bir yere bir göğe bakardık
Gönlümüz kuş gibiydi dostlar dünyaya kanat açardık
Tutsak değildik zamana başına buyruk yaşardık

Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman
Ay büyülüydü yakamoz deniz
Ardından koştuğumuz sonbaharlar
Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman
Artık dönemesek de geriye
Ardından koştuğumuz son zamandır

O zaman bu zamandır dostlar ne ister neyi özleriz
Denizini arıyan akarsulara benzeriz
Pencereler bırak açık kalsın geceleri yağmurlar yağsın
Günebakan düşlerimiz yağmur sesiyle çoğalsın

Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman
Ay büyülüydü yakamoz deniz
Ardından koştuğumuz sonbaharlar
Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman
Artık dönemesek de geriye
Ardından koştuğumuz son zamandır
 


Ah o yazlık sinemalar
Kapı önü akşamları
Saksıda son sardunyalar
Avluda el yazmaları

Ah ne kahraman, ne cesur
Ne güzel çocuklardık
Her yeni günü ümitle
Nasıl kucaklardık
Ah kaldırımlar biliyor
Bir devir muhteşemdik
Güz güneşinden hüzünlü
İlk yazdan şendik

Hem utangaç, hem hevesli
Mektepli sevgililerdik
Pek kırılgan, pek acemi
Bir söyler, bin gülerdik

O pürtelaş piyasalar
İlk sevda, ilk gözyaşları
Yolları gurbete bağlar
Ah o gönül şarkıları
 



 
 
 

 
 
 

25 Şubat 2013 Pazartesi

Derin-Duygu'lar...


Bahsetmiştim bana çooook kıymetli iki misafirimin geleceğinden geçtiğimiz hafta sonu için..
geldiler
canlarım benim :)
Duygu ve Derin ikilisi..
Nasıl seviyorum ikisini de..
Bööyle alıp içime sokup orada saklayasım geliyor..

Cuma günü gelip akşam Şule'de kaldılar
Cumartesi Ayyşe'yi de alıp hep beraber Eymir'e gittik..

Öyle çok arzu ettiğimizce ağırlayıp gezdiremedik malum kentimizin kısıtlı imkanları
ama olsun
 beraber olmak çoook güzel..


 Sonra Şuleleri eve bıraktık..
Büü kızlarla bowling oynadı
Annemde yemek yedik
 Ayşe pazar yürüyüşü için erken kalkacağı için ayrıldı aramızdan
Biz Happy Days'te tatlı yiyip


Bizde birayla devam ettik laklak etmeye

Kızlar giyinip süslenip show yaptılar

 Duygu instagrama fotoğraf yüklerken demiş ki
"keşke başka şehir diye bir şey olmasa"
ahh
dedim
ah keşke...
ama pazar kahvaltını ardından götürdük onları otobüslerine..
binip gittiler çocuklarımızın gözyaşları arasında..


Ayrı kentlerde yaşıyor olsalar da harika bir çocukluk arkadaşlığı onlarınki bence..
hep kalıcı olsun dilerim...

Canlarımmmmmmmm
Hep gelin sık gelin...
Çok seviyoruz sizi...
çok çooook








19 Şubat 2013 Salı

Nası bi gün bugün yaaa.....


çok değer verdiğim çok çok çok sevdiğim bir dostum sağlıkla alakalı sıkıntılı anlar yaşıyor şu sıra.. elimden hiçbir şey gelmiyor yardım anlamında.. sinirim boşalıyor...
ağlıyorum..

her şey hep güzel olsun istiyorum... sevdiklerim hiç üzülmesin.. hep mutlu olsun istiyorum...

herkes bunu ister biliyorum..
herkesten farkım yok işte benim de..

ne kasvetli gün

oysa bir taraftan da içimin bir yanı kıpır kıpır sevinçten
deliriyorum içim taşıp köpürüyor
uzun zamandır beklediğim nefis ikili gelecek hafta sonuna diye...

o açıdan bakınca bulanıklığına inat ve aydınlık bir gün

uçlardayım iki gündür

bir o uç
bir bu uç...

anlatamadım da içimden geçeni..

zaten kış..
Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayım, iyi taraf bulmaya çabalayım..
nck
olmuyor
benim soğuğu sevme ihtimalim yok belli...
sıcak kadınıyım ben..
güneş ruheşim...
boz bulamaç soğuk bulanık havalar bana göre değil..
gergin oluyorum...
kasıyorum üşüdüğüm zamanlarda kendimi.. sonra her tarafım ağrıyor...
kar denen yağış biçim ne yaparsa yapsın bana sevimli gelmiyor
soğuğu sevme ihtimalim yok benim
net...
yaz insanıyım...

saçmalıyorum

di mi?

olsun...

hayat saçma zaten...

çay?

çayın insan ruhunu sağaltan bir tarafı mı var?
galiba var...

fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman

14 Şubat 2013 Perşembe

Hepi Valentin... :)



22 ocak 1999 dan beri hayatımda Büü

öncesi de var arkadaşlığımızın da

sevgili oluş tarihimiz bu sözünü ettiğim

o zamanlar "çıkma" diyorduk sevgili olmaya..

1999 dan beri hiçbir 14 şubat'ı ayrı geçirmemiştik..
2001 de 14 şubatta evlenme teklifi etmişti bana...
onca zaman sonra
bu sene yanyana olamayacağız...
bir süredir bağatta büücüm iş münasebetiyle...

değişik bir his..
çoğu insan 

anlamsız buluyor 14 şubatı
ama ben seviyorum
bana yaşattırdıkları özel şeyler oldu bu yıllar içinde bu tarihe denk gelen günlerin...


yanyana olsak elbette çok daha iyi idi..
ama yürek birliği de az şey değil 
değil mi ya Büü'cüm
kutlu olsun
seni seviyorum
bugün
yarın
ve daima.....



ve şarkımız...
evet sözleri hüzünlü bitiyor.. ayrılıkla
ama biz hiç ayrılmayalım Aşkım.....

13 Şubat 2013 Çarşamba

Silüet Yaşamlar...

Akşamın alacasında... silüet yaşamlar gelip geçiyordu film şeridi gibi..



silüet yaşamlar geçip gidiyordu



 ve kadın uzaktan bakıyordu akan hayata
"bu hayatın bir yerinde ben de varım"
diyesiydi belki de
ama
demiyordu...
haykırdığı zamanlar da olmuştu elbette
ama şimdi susuyordu..
silüet yaşamlar akıp gidiyor



kadın uzaktan bakıyordu..yürüyüp gittiğinde
biliyordu ki.. o da silüet bir yaşama dönüşecekti şimdi durduğu yerde duran başkalarının gözünde..
baktı
baktı
baktı

sonra yürüdü gitti

içinden bir ses.. Sen de bu yaşamdasın işte.. gizli özne olsan da buradasın işte
diyordu

içindeki sese gülümsüyordu kadın
gidiyordu
sessizce


fotoğraflar: neslihan karayakaylar tamyaman

6 Şubat 2013 Çarşamba

Sapığımı Takdimimdir :D

nurtopu gibi bir sapığım oldu bir süredir...
gecenin bir körü olur olmaz saatlerde "gizli numara"dan arayıp çaldırıp çaldırıp duruyordu..
başlarda hiç açmadım, nasılsa bıkar vazgeçer diye, telefonu sessize alıp bırakıyordum o debeleniyordu
baktım vazgeçmiyor ve dedim ki madem o kadar meraklı bu arkadaş, parası çok harcayası var, açayım da yazsın faturasına bari
telefonu açıp bırakıyorum masaya kendi işime devam ediyorum
artık o sıra ne yapıyorsam
o ne yapıyo
alo mu diyo
huhu mu diyo
nefes mi alıyo (hani olur ya filmlerde telefonda soluyan sapık tipler :D)
hiç bir fikrim yok..
ve hatta erkek midir kadın mıdır?
o bile meçhul
kendim kadın olduğum için otomatik olarak erkek olacağına odaklanmışım ama
kadın olma ihtimali de yok değil hani

mesela benim blogun kadından gizli okurları var 3- 5 tane..
yani gizli olduklarını zanneden desem daha doğru
istersem  kim nerden hangi saat  hangi yazımı okumuş pıt diye görebilirim
hoş bakmıyorum o ayrı da
ama gizli ve hırslı takipçim hanımlardan haberim var :)
beni okuyup yazılarımdan çıkarımlara varıp arızaya bağladıklarını falan biliyorum...
çok gülüyorum ya ben onlara

aynı şekilde bu tele sapığa da gülüyorum
eğlencce çıktı bana iyi mi :D

Kadın ya da erkek ne ise aslında bunca özgüven eksikliği, gizli numara arkasına saklanmalar falan.. acındırıcı bir durum..
yazık
ne kadar boş vakti
ne kadar amaçsız bir hayatı var demek ki...
üzülüyorum içten içe böyle kayıp insanlara ben...
yazık gerçekten...

Sokakları denize çıkan kente göçen kadının sayıklamaları.. 4

Lodos esti bugün sokakları denize çıkan kentte...
sert esti hem de...lodos demek başağrısı demek bana... başağrım fenaydı hiç dışarı çıkmayacaktım...
oturdum
mavi kapaklı bir şiir kitabı okudum... okurken ağladım... uzun çok uzun zamandır ben hiç ağlamıyordum... gözyaşlarıma anlam veremedim.


içimi yüreğimi yokladım.. acaba terk ettiğim gri kentimi; hani o sokakları benden sonra sepyaya dönen kentimi, o kentteyken sevdiğimi mi özledim ki dedim..
fark ettim ki
özlememişim
o zaman mavi kapaklı
tanınmamış şairli
kalitesiz şiirli o kitaptaki şiirler beni neden ağlattı?
çıkmayacaktım
lodos vardı
lodos demek başağrısı demekti
ama baktım gözyaşlarım ısrarlıydı, attım kendimi yürüdükçe sonu denize varan sokaklara...
martılar çığlık atıyorlardı
simit alsam ya dedim martılara önce... omuz silktim sonra.. nemelazımdı ki şimdi martı doyurmak
evden çıkarken, okuduğum mavi kapaklı şiir defterini çöpe atmıştım hoyratça
ama gözyaşlarım hâlâ ısrarlıydı anlamsızca
sonu denize varan sokaklarda başağrımı gitgide daha da beter eden
lanet olası
başbelası bir lodos esiyordu
sert esiyordu hem de..
birden
öyle birdenbire aniden
ben terk ettikten sonra sepyaya dönüşen  gri kentimi
-ama yalnızca kentimi-
özledim

belki de ben
hiç bir zaman sokakları denize çıkan kent kadınlarından olamayacaktım
gri yaşayıp
uzaklaştıkça sepyalaştırdığım bir kente aittim
belki de ben
kalitesiz şiirler yazan tanınmamış şairin mavi kapaklı şiir kitabında
sepyadan griye dönüşebilen bir kent görmüştüm...

belki de ben...

hakikaten..


kimdim ki ben...?

4 Şubat 2013 Pazartesi

süt faydalıdır efenim....

Bazı zamanlar bir sürü şeyin ters gitmekte olduğu fikrine kapılsam da hatta bazı zamanlar hakikaten bir çok şey ters gitse de esasında çok şanslı bir kadın olduğuma inanıyorum..
insan biriktirmek; biriktirebilmek oldu hep amacım... insan gibi insandan söz ediyorum ama
yoksa kılığına girmiş, mış gibi yapan da yok değil
o ayrı konu
beni şanslı yapan birikmişlerimden bir kısmı ile beraberdik bugün
Üniversitede birikenlerim...
ne güzeller
ne kadar da "iyi ki"ler...

bir kısım ziraat mühendisi süt teknoloğunu takdimimdir efenim...
süt faydalıdır şarttır olmazsa olmazdır efenim
arz ederim :)


HANIMLAAAAARRR



BEYLEEEEEERRR






ÇOLUKUMUZZZZ ÇOCUKUMUZZZZZ



1 Şubat 2013 Cuma

Bir avuç gülümseme

Bazı şeyler çok nostaljik geliyor bana...
seviyorum da nostaljiyi üstelik
zaten hep diyorum yanlış zamanda doğmuşum ben daha eskilerin insanıyım diye..

Yılbaşında Fakülte idarileri toplanıp yemece içmece yapmıştık kendi aramızda
ve bir de çekiliş
Bana Süheyla'nın hediyesi denk gelmişti,
çok nostaljik hisler uyandıran pek sevmili bir şekerlik
(içi şeker dolu olarak:))
hani yaşlılarımızın evinde olurdu da bayramlarda içinin şekerle dopdolu hallerine bayılırdık ya.... işte onlardan :)

ofis masama koymuştum ben de gelen gidene ikram ederim diye
içindeki şekerler bitmişti ne zamandır; boş duruyordu
Bu sabah evden bir kutu leblebi şekeri atıp çantaya gelince ofiste doldurdum şekerliğe
açıkçası çok rağbet görmesini de beklemiyordum
lâkin her gelen
"aaa ben bayılırım buna
ah çocukluğum" diye daldırdı avucunu

nostaljik şekerliğim içinde nostaljik leblebi şekerleri ile renk renk gülümsetti beni ve bir sürü kişiyi bugün

hem cuma bugün
hem hava iyice geç kararır oldu
hem güneş de yüzünü gösterdi bir ara

daha ne olsun ki

gülümsemek için kocaman nedenlere gerek yok ki....

f: neslihan karayakaylar tamyaman/ şubat 2013-bilkent /ankara