30 Nisan 2012 Pazartesi

mevsimlerden de leylakken üstelik...

Bir türlü değil... bin türlü düşünemezdim kendimi sensiz... Doluya koysam almazdı, boşa koysam dolmazdı... Benim zihnimdeki ben asla sensiz olmazdı...
Gün oldu
devran döndü
Asla "asla dememeliymiş" dedirtti zaman..

-aşklar bana hep leylak kokardı...
ve ben şimdilerde; mevsimlerden de leylakken üstelik...
hatırlamıyorum leylak kokar mıydın ki?-

Bir türlü unutamazken bir zamanlar seni... bin türlü anımsayamıyorum şimdi.....


fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman

26 Nisan 2012 Perşembe

FOTOĞRAF VE BEN.......

ZAMAN HIZLI..

FOTOĞRAF... ÇOK GEÇ AYIRDINA VARDIM BELKİ AMA
VAZGEÇİLMEZİMMİŞ HER ZAMAN

BU GECE
NERDEN ESTİYSE BİLMEM

GEÇMİŞE DALDIM ZAMANINDA SCANNERDAN GEÇİRİP BİLGİSAYARA ATTIĞIM FOTOĞRAFLARLA..

HER BİRİ
NE ÇOK ANI
NE ÇOK UNUTULMUŞLUK
NE ÇOK.. ÇOK ŞEY İŞTE

LİSEDEYİM BURADA..
FİLMİ TAB EDİLMEYE VERDİKTEN SONRA GİDİP ALDIĞIMDA VE BU FOTOĞRAFI GÖRDÜĞÜMDE
O TEYZENİN BİZE BAKARKEN TAKINDIĞI O NEFİS İFADEYE HİÇ DİKKAT ETMİŞ MİYDİM ACABA?
HİÇ ZANNETMEM
KİMBİLİR NELER GEÇİYORDU AKLINDAN.. KENDİ GENÇLİĞİ Mİ YAŞANMIŞLIKLARI YA DA YAŞANAMAMIŞLIKLARI BELKİ...
SENE 88 YA DA 87 OLSA GEREK
BİR ASIR ÖNCE SANKİ...
HAA TABİ BİRDE BURADA BENİ BULABİLENE BRAVO ELBETTE


BU, HAFIZAM BENİ YANILTMIYORSA, 96 YAZI OLSA GEREK
ABLAM VE BEN BARDAYIZ
BENİM DOĞUM GÜNÜMÜ KUTLUYORUZ..
BU KUTLAMADAN KISA BİR SÜRE SONRA İNGİLTEREYE GİTMİŞTİ NAGİHAN
BİR SEVGİLİM VARDI O ZAMANLAR DİŞ HEKİMİ OLAN
FOTOĞRAFI ÇEKEN DE O
BU FOTOĞRAF NEDEN ÖZEL PEKİ...
O GECE BARDA LİSE ARKADAŞIM BÜLENTLER VE ONUN ÜNİVERSİTE ARKADAŞLARI İLE KARŞILAŞMIŞ
TANIDIĞIMIZ BİRKAÇI İLE SOHBET ETMİŞTİK
O GECE ARALARINDA BÜÜ DE VARMIŞ
TANIŞMIYORDUK
KİMSE DE TANIŞTIRMAMIŞ VE BÜÜ ÇOK SİNİR OLMUŞ
ÇÜNKÜ BÜÜ BANA TAM DA BU GECE AŞIK OLMUŞ..
BİZ 99 OCAKTA ÇIKMAYA BAŞLADIK... KAÇ SENE VAR ARADA... PEHH


YAŞ 23 BELKİ 24
KANKARDEŞİMİN PORTRE ÇALIŞMALARINDAN
ANALOG MAKİNEYLE ELBETTE
FOTOĞRAF ÇEKMEYE İLGİ DUYMAYA BAŞLAMAMIN ASIRLAR ÖNCESİNDEN ÇEKTİRMEYE İLGİ DUYMAKTAYMIŞIM
ÇALMAYI HİÇ ÖĞRENEMEDİĞİM SEVGİLİ GİTARIMLA...ÇİÇEK ÇOCUKLAR TADINDA
O ZAMANLAR ÇOOK MODA OLAN ZİFT YALAMIŞ İZLENİMİ VEREN TUHAF RENKLİ RUJUMLA


DİĞERLERİNE KIYASLA DAHA YENİ BİR KARE
BODRUM AZMAKBAŞI
DELMAR CAFENİN ÖNÜ...
BİR BAYRAM ZAMANI OLSA GEREK
MONTLARLA OLDUĞUMUZA GÖRE
2003 YA DA 2004 SANIRIM
BANA ORİJİNAL SAÇ RENGİMİ NE ÇOK SEVDİĞİMİ VE ÖZLEDİĞİMİ ANIMSATAN BİR DONMUŞ AN HALİ.....

ÜNİVERSİTELİ NES...
HALİME BAKAR MISINIZ?
TANRIM KENDİMDEN UTANMALIYIM..
AMERİKAN EMPERYALİZMİNE HEP KARŞI OLAN BEN GİBİ BİR MİLİTAN RUH NE SEBEPLE BOYNUNA AMERİKAN DOLARI ŞEKLİNDE BİR KOLYE TAKMIŞ OLABİLİR Kİ?
HEM DE YANIBAŞINDA ASKER KÜNYESİ İLE?!!!!!!!!!
NASIL BİR PSİKOLOJİYDİ ACABA..
SAÇA BAŞA KILIĞA BAKAR MISINIZ
BU YILLARDA KİMSE BU HALDE BİR GENÇ KIZA DÖNÜP TUHAFSAYARAK BAKMAYABİLİR
LAKİN O YILLARDA
CİDDİ CESARET İŞİYDİ BÖYLE DOLANMAK SÖYLEYİM
ZATEN ARKADAŞLARIMIN GİYİMİNE BAKARAK DA BUNU ANLAMAK GAYET KOLAY OLUR Dİ Mİ?
YIL MI?
1992 OLSA GEREK
20 SENE ÖNCE YANİ....
BEYİNSİZ 20 Lİ YAŞLAR HALLERİ
"SÜT ÜRÜNLERİNİN SOĞUK MUHAFAZA TEKNİKLERİ" SINAVI ÖNCESİ ÇEKİLMİŞ BİR KARE BU.. NEDEN VE NASIL ANIMSADIĞIM BİR MUAMMA
AMA ANIMSIYORUM HEM DE ÇOK İYİ

AHAHAH İŞTE BU AKŞAM KURCALADIKLARIM ARASINDA EN YENİ OLAN FOTOĞRAF
YIL VE AYINDAN TAM OLARAK EMİNİM
AĞUSTOS 2005
AMELIE DOĞMADAN 1 HAFTA ÖNCE.. PATLAMAYA HAZIR BOMBA GİBİYİM
BU FOTOĞRAFIN BENİ DELİ DUYGUSALLIĞA NE SEBEPLE SÜRÜKLEDİĞİNDEN SÖZ ETMEYECEĞİM
KENDİ BAŞINA HER ŞEYİ ANLATABİLEN NADİR FOTOĞRAFLARDAN ÇÜNKÜ...
BİR KADININ ŞİŞMANLIKTAN BİR VARİL GİBİ OLDUĞU HALDE SINIRSIZ MUTLU HİSSEDEBİLDİĞİ TEK ZAMAN DİLİMİ

HAH BUYRUN BAKALIM
BİR DELİ CESARETİ ÖRNEĞİ DAHA..
11 AĞUSTOS 2001
NASIL BİR ZİHNİYET HEYECANDAN BAYILMAK ÜZERE BİR DAMADI ŞOFÖR MAHALLİNE OTURTARAK BAHŞİŞ İÇİN YOL KESECEK OLAN TRAFİK IŞIĞI ÇETELERİNİ OLUŞTURAN ÇOCUK VE GENÇLERİN SALDIRISINI HİÇE SAYARAK BÖYLE BİR ARACI GELİN ARABASI YAPMA CÜRETİNİ BULABİLİR KENDİNDE?
CEVAP
PEK ÇOK KONUDA OLDUĞU GİBİ VE ŞEKİLDE GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE-
NESSSSSSSS
(TABİ Kİ ASLA VE ASLA PİŞMAN OLMADIK.. OHHH İYİ Kİ DE DEDİK TAM TERSİ)

2001 SONBAHARI
ABANT
YENİ EVLENMİŞLİK ROMANTİKLİĞİ HALA ÜZERİMİZE YAPIŞIKKEN
DELİ MUTLU HALLER....
BİR ZAMANLAR BİR ARKADAŞIM VARDI
O VE SONRADAN BOŞANDIĞI KOCASIYLA GİTMİŞTİK..
ÇOK UZUN YILLARDIR KÜSÜM O KADINLA
FOTOĞRAFI O KADIN ÇEKMİŞ OLSA GEREK
YA DA ŞİMDİLERDE ESKİ O ZAMANLAR RESMİ KOCASI
KADRAJ BU KADAR TEMİZ DEĞİLDİ ASLINDA KIRPTIM BİR HAYLİ ADAM EDEBİLMEK İÇİN..

AHAA İŞTE UNUTULMAZ BİR GÜNDEN BİR AN..
BÜÜNÜN DOĞUM GÜNÜ KUTLAMASI
20 OCAK 1999..
BU GÜNKÜ KUTLAMADAN İKİ GÜN SONRA ARAMIŞTI BÜÜ BENİ BULUŞALIM DİYE
VE O GÜN DE ÇIKMAYA BAŞLAMIŞTIK
22 OCAK 1999
O ZAMAN BU ZAMAN
BERABERİZ İŞTE
BÜÜNÜN YÜZ İFADESİ DİKKAT ÇEKİCİ
ANLAMIŞ ADETA BAŞINA GELECEĞİ DE  "AHA SIÇTIK" DER GİBİ :))
SAKARYADA DANDİK BİR BARIMSI YER VARDI
Kİ BAR DİYE
GÜNDÜZ VAKTİ EĞLENCE OLAN YERLERDEN
ORADAN BU FOTOĞRAF

BU İNGİLTERE KAÇAMAĞIMIZDAN.. 2000 YAZI
AĞUSTOS
NAGİHANLARA GİDİP KALMIŞTIK
SANIRIM EVLİ OLARAK HAYATIMIZI SÜRDÜREBİLECEĞİMİZİ İLK ORADA ANLADIK BİZ
BİRLİKTE UYUMUŞTUK ZİRA 2 HAFTA BOYUNCA.. İYİCE ALIŞMIŞTIK BİRBİRİMİZE
BU FOTOĞRAFI ÇOK SEVMİŞTİM
BÜÜYÜ ÖZLEDİKÇE BAKAR DURURDUM BİR GÜN RAHMETLİ BABAM ODAMA GELMİŞ DUYMAMIŞIM DALDIĞIMDAN, FARKEDİNCE FOTOĞRAFI YASTIĞIN ALTINA İTELEYİVERMİŞİM SONRA DA UNUTMUŞUM
BABAM DA FARK ETMİŞ OLDUĞUNDAN ASLINDA, GİDİP BAKMIŞ
ANNEME DEMİŞ KIZIN İNGİLTEREYE YALNIZ GİTMEMİŞ DİYE
AMA EVLENECEĞİMİ ONA SÖYLEYENE DEĞİN BU YAKALAMAYI HİÇ VURMAMIŞTI YÜZÜME NİCE ZAMAN SONRA ANNEMDEN ÖRĞRENDİM BU HİKAYEYİ


AHH ROMANTİZMDE TAVAN
BALAYI
VE TABİ Kİ
VE İLLAKİ
BODRUM.....


DÜNYA DANS GÜNÜ KUTLAMASI GECESİNDEN..
TUNALI TAPAS
YIL 2004
NE DANSETTİK O DÖNEM SAATLERCE, AYAKTA DURAMAYACAK HALE GELENE DEĞİN....

LİSE MEZUNİYETİ
DENEME LİSESİNİN PEK MEŞHUR BEYAZ GİYME TÖRENİ
KIZLARIN BEYAZ GİYİNMESİ TALEP EDİLDİĞİNDEN İSMİ BÖYLE KALMIŞTI ÖĞRENCİLER ARASINDA
HALA YAPIYORLAR MI ACABA BENZERİNİ
VE HALA BEYAZ GİYME TÖRENİ MİDİR Kİ?
SINIF ADINA KONUŞMAYI BEN YAPMIŞTIM O GÜN....
CİDDİ KALABALIK BİR TOPLULUK ÖNÜNDE MİKROFONLA FALAN YAPTIĞIM İLK KONUŞMAYDI
AYRICA DA TEK KONUŞMA MI Kİ?
HMMM SANIRIM..
DEĞİLSE DE DİĞERİ FOTOĞRAFLANMAMIŞ BELLİ Kİ
VE SİLİNMİŞ BELLEĞİMDEN...
SENE 1989


HEHE İŞTE BU KARELERİN TAMAMINI BİR ARAYA TOPARLARSAM BİR PORTFOLYO OLUR ASLINDA
KILIKTAN KILIĞA GİREREK ENVAİ ÇEŞİT FOTOĞRAF ÇEKTİREN BİR DÖRTLÜ
ÇILGIN ÇOCUKLUK ARKADAŞLARI...
NE KILIKLAR NE KILIKLAR
ANLATILMAZ YAŞANIR
HİÇ ÜŞENMEMİŞİZ DE...
80LERİN SONU 90 LARIN BAŞI OLSA GEREK TARİHİ BU FOTOĞRAFIN

BU BU GECE ELİMDEN GÖZÜMDEN GEÇENLER ARASINDA EN ESKİ OLANI
ORTA OKUL
ORTA İKİ YANILMIYORSAM
YANİ YIL 1985 OLSA GEREK.. ÖRFİ İDARE ZAMANLARI...
OKULUN SON GÜNÜ
SERBEST KIYAFETE İZİN VERİLDİĞİNE GÖRE
BU KAREDEN BİR SÜRÜ KİŞİ İLE HALA GÖRÜŞEBİLDİĞİMİ FARK EDİNCE BAKARKEN KOCAMAN BİR GÜLÜMSEME YAYILDI YANAKLARIMA
TİPİME GELİNCE
BİLDİĞİNİZ ŞEBEK... :)



BU EN HÜZÜNLÜ OLAN...
FOTOĞRAFIN ÖLÜMSÜZLEŞTİRMEKTEN ZİYADE
ÖLÜMÜN ALTINI ÇİZDİĞİNİ SÖYLEYİP DURUŞUMUN KANITI BENCE
BURADA FOTOĞRAFTA NASIL DA KANLI CANLI BABACIĞIM...
 AMA ASLINDA YOK O ARTIK
HİÇ OLAMAYACAK HEM DE...
NURLARDA UYUSUN DİLERİM HEP
O GİTTİ VE BUNLAR KALDI İŞTE YADİGAR
ANNİŞ DE NASIL TORAMANMIŞ FOTOĞRAFI GÖRÜNCE NE KADAR CİDDİ ÖLÇÜDE KİLO VEREBİLDİLĞİNİ GÖRÜP BİR KEZ DAHA TAKDİR ETTİM CANİÇİMİ..

YIL?
2002....


BİTMEZ BU...

FOTOĞRAFIN YERİ HER DAİM ÇOK GENİŞ OLDU YAŞANTIMDA
SON İKİ BUÇUK YILDIR İSE CANKURTARANIM OLDU...

SEVİYORUM GEÇMİŞİME GİDİP TURLAMAYI
BELLEK KORİDORLARIMDA GÖRSELLER YARDIMIYLA DOLANMAYI...

SEVİYORUM FOTOĞRAFI
HEM ÇEKMEYİ
HEM ÇEKTİRMEYİ...

25 Nisan 2012 Çarşamba

Elim Sendeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee

bunca can sıkıntısı... üst üste terslikler, sağlık sorunları falan
berbat geçen ve hepimizi eve hapseden iğrenç ötesi bir kış

sonuç?

bel ve kalça bölgesine itinayla biriktirilmiş iğrenç bir yağ tabakası

ressssssssmen kilo aldım
ve resmen berbat görünüyorum
aynada hasbelkader kendimle karşılaşıverse gözlerim hele hele göbek ve popo ve üst bacak bölgesine takılırsa göz
eyvahlar olsun ki
ne eyvahlar olsun
nasıl kaçıracağı şaşırıyorum aynadan gözlerimi
ve sonuç olarak

aynalara küstümmmmm..
kıl oldun mu abi?
ol bence
ol da
bende silkeleneyim şöyle bahar temizliği için balkon demirinden aşağı sallandırılmış halı gibi
görmemişlik usulü
(hala bu işi yapanlar var bu arada, şaka gibi köyünden kopamayan zihniyet, bunların topunu üst üste aynı apartmana dizmek lazım, kim kimin evine daha çok toz dolduracak falan yarışsın dursunlar ehihihihihi)

neye konuyu odağından saptırmamak lazım tabi

şimdi bahar geldi, hava ısındı falan ya
bizim evin bitişiği de park ya
defnenin de ufka bakarak outdoor aktivite yapması lazım ya

akşam servisten indik hoopp eve
eşofmanları çektik cup parka
ben şu parklara kondurulan kondisyon zımbırtıları var ya
hah
onlarda spor yaptım
defne kudurdu çayır çimende
nasıl bir enerji geldi ikimize de
çığlık ciyak elim sende oynadık bir de üstüne

öyle hantal ve şişko ve antremansızım ki
koşamıyorum bile
saniyede avlanıyorum amelie'ye
ve katiyen yakalayamıyorum

ama bu hızla devam edersek bu antremanlara üçüncü gün su koyvermezsem ben

sen görürsün küçük düdük makarnası
hişşşş

elim sendeeeee....................

fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman

24 Nisan 2012 Salı

Kızıma bayram mektubum...



Küçüğüm....

Ulu önderimiz.. Bize biz olma şansını armağan eden Büyük Atatürk bir bayram ithaf etmiş sizlere
Siz çocuklara..

Ben bu heyecan dolu güzel gününde seni alıp karşıma konuşmak, anlatmak istedim...
Sen benliğini hiç kaybetme, ne olursa olsun ideallerinden vazgeçme.. kişiliğini 3 paraya satma demek istedim....
kim seni neye zorlarsa zorlasın
ve hatta zorlandığın kimi şeyleri uygulamaya mecbur da kalsan özünü yitirme
hep sen ol..
yüzündeki gülümsemeleri gizlemeni isteyenler çıksa da sen içinde gülümse
ve özgürlüğün uğruna
ve bağımsızlığın uğruna savaşmaktan..
hiç geri durma
demek istedim..

boğazıma kocaman bir düğüm takılıp kaldı bebeğim
"gık" diyemedim..
ben de
-hep yaptığımca-
yazdım
yine yazdım..
oku diye
anla diye
tanı diye...

seni seviyorum..
kutlu olsun bayramın....

Annen
23 Nisan 2012

23 Nisan 2012 Pazartesi

"bizim için harcanan boşa gitmez bu emek...."


23 NİSAN ORATORYOSU
Atatürk :
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”
"Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
Benim manevi mirasım Bilim ve Akıldır.


KORO;
Biz Türkiye’yiz, vatan bizim kalbimizde
Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek...



ÖĞRETMEN;
Her 23 Nisanda Atam gelir aramıza ,
Oturur yanımızda, sağımızda, solumuzda.
Atatürk öğretmen olmuş bakın,
Her zaman Başöğretmen tahta başında,
Bilim ve teknolojide geri kalınmasın diye.

KORO;
Biz Türkiye’yiz, vatan bizim kalbimizde
Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek...

DOKTOR;
Her 23 Nisanda Atam gelir aramıza ,
Oturur yanımızda, sağımızda, solumuzda.
Atatürk doktor olmuş bakın,
Bilimin ışığında, Beyaz önlük içinde, 
Ülkemim insanları sağlıklı olsun diye

KORO;
Biz Türkiyeyiz, vatan bizim kalbimizde
Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek...


POLİS:
Her 23 Nisanda atam gelir aramıza
Oturur yanımızda, sağımızda, solumuzda.
Atatürk Polis olmuş bakın,
Vatan yolunda ölümü şeref sayarak,
Gece gündüz demeden görev yapıyor.

KORO;
Biz Türkiyeyiz, vatan bizim kalbimizde
Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek...

HÂKİM;
Her 23 Nisanda Atam gelir aramıza ,
Oturur yanımızda, sağımızda, solumuzda.
Atatürk Hâkim olmuş bakın,
“Adalet mülkün temelidir” sözünü,
Doğruluyor hiç korkmadan inançla.

KORO;
Biz Türkiye’yiz, vatan bizim kalbimizde
Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek...

ÇİFTÇİ; 
Her 23 Nisanda Atam gelir aramıza ,
Oturur yanımızda, sağımızda, solumuzda.
Atatürk Çiftçi olmuş bakın,
Köylü efendisidir milletin
Alın teri vardır, özünde her gayretin.

KORO;
Biz Türkiye’yiz, vatan bizim kalbimizde
Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek...

ESNAF:
Her 23 Nisanda Atam gelir aramıza ,
Oturur yanımızda, sağımızda, solumuzda.
Atatürk Esnaf olmuş bakın,
Bakkalla baklal, Berberle berber,
Hizmette elele, hep beraber

KORO;
Biz Türkiyeyiz, vatan bizim kalbimizde
Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek...

ASKER:
Her 23 Nisanda Atam gelir aramıza ,
Oturur yanımızda, sağımızda, solumuzda.
Atatürk ASKER olmuş bakın,
Her zaman ki gibi dimdik ayakta,
Vatan savunmasında.


KORO;
Biz Türkiye’yiz, vatan bizim kalbimizde. Yıldızlar bize gülümser, bizimle doğar Güneş ve Ay. Her doğan gün aça aş, başa taç oluruz. Yolumuz Ata yoludur. And içmişiz, yemin etmişiz bir kere. Haykırıyoruz herkese 
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYE, NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYE.

Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek..






22 Nisan 2012 Pazar

Tesadüf müydü...

Bu kadar tesadüf olabilir mi?
dedi kadın
Tesadüflere inanmam
dedi adam..
hayatta hiçbir şey tesadüf değildir..

yani
dedi kadın
yani sen tüm bunların kurgulanmış olduğunu mu düşünüyorsun..?

hayır
dedi adam
kurgulanmış olduğunu düşünmüyorum
kurgulandığından eminim...

şaşkınlıkla baktı kadın.
nasıl?
yoksa
yoksa sen mi hazırladın tüm olanları
biliyor-tanıyor muydun beni tüm bu tesadüfler öncesinde..

gülümsedi adam
sen beni ne kadardır biliyorsan... ben de seni o kadardır biliyorum inan..
ama
yineliyorum ki
tesadüflere inanmam ben...

kadın omuz silkti..usulca uzattı elini adama..
adam itirazsız tuttu kendine uzanan eli...
bu
ilk ten temasıydı aralarında...

umurumda değil
dedi kadın
tesadüf
ya da değil..
ben bu sıcaklığı sindirmek istiyorum  şu anda içime..

umurumda değil
dedi adam
tesadüfse de..

iyi ki de...

ve sıktı avucuna sığınan eli.. ama usulca
acıtırca değil
güven aşılarca...



ve yürüyüp gittiler....

öylece.....


fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman / kapadokya - nisan 2011


19 Nisan 2012 Perşembe

özlemeye dair

BU ŞİİR DÜKÜLÜVERDİ KALEMİMDEN.. BİRİNE ODAKLI DEĞİL.. ÖYLESİNE
BÜTÜN ÖZLEDİKLERİME
BELKİ DE EN ÇOK
EN ÇOK
KENDİME..
NİCEDİR ÖZLEDİĞİM GERÇEK "BEN"E

fotoğraf: ibrahim çakır
-------------------

Özlemek hiç kavuşamayacağını
bir daha hiç göremeyeceğini bildiğini...
Özlemek...
mevsimsiz
hep kış
hep soğuk
sonunda kavuşma ol(a)mayacak özlemler...
hep buz

özlemek... özlediğin özleyeninse güzel.. o vakit ılık.. özlediğin aklından dahi geçir(e)meyeninse seni
umursayacak durumda ol(a)mayanınsa özlediğin
ve umursa(ya)mayacaksa hiç
işte o zaman
özlemek ayaz
,,,,,
,,,,
,,,
,,
,
sırılsıklam özleme bulanmışsan... karşılıksız özleme
için üşür... mevsimsiz
,,,,
,,,
,,
,
üşüyorum
               üşüyorum
                              üşüyorum
ü
  ş
    ü
       y
         o
            r
              u
                 m
doğmuş doğmamış güneş... dönmüş dönmemiş dünya
ne gam..
ben

(d)üşüyorum........

-nkt-

VE BU ŞARKI DA
KENDİME
YALNIZCA BANA SADECE VE SADECE
...
"YAZGÜNEŞİ KADAR SICAK......"

En Sevdiğim Varlık!!! "varlık" derken gülüm :PPPPP

Yaşlanıyorum kesin..:)

valla billa

kırışıkların artması.. kilo vermenin gitgide iyiden iyiye zorlaşması falan filan bunlar elbette bariz belirtiler

ama bana kalırsa en bariz belirti
şu 20'li yaşlarını yaşamakta olanların (tamamı değil bir kısmının elbette) çok güldürüyor olması beni..

vallahi çok gülüyorum bazılarına
en çok
aşkı yaşama biçimlerine..

gülüyorum sonra da sorguluyorum kendimi
"ulen kadın sen neydin ki 20'lerinde" diye
böyle değildim sanki gibi geliyor

yani
yaşlanıyorum yahu :))

nerden çıktı?
şurdan

şimdi bu şamşirik olan 20 liklerin br kısmının çıkarttığı bir adet var
sevdikleri adam ya da kadınlardan tuhaf tabirlerle söz etmek..

yok yok
o ciciş
bebiş
kuzu
zırt vırt değil kastım

onu gençken hep yaptık
şimdi de çoccuklarımıza yapıyoruz
insani bir durum
her ne kadar tiksinç olsa da

benim takıldığım hani böyle edebi entel dantel görünme çabasında olanlar var ya
olgun duracak ya
hele hatunsa suratta badana gibi boya bilmiş bilmiş konuşmalar bi kasılmalar falan
sanırsın anneannem kadar görmüş geçirmiş :))

örnekse:
"en sevdiğim varlık yanımdaysa..."
gibi bir cümle

o ne be?
"varlık" derken

E.T mi la bu adam ya da kadın

hoş bunlar E.T falan da bilmez ya.. O da ayrı :)))


 "her varlık bir yaratıktır, her yaratık da bir canlı" demiş Necip Fazıl (kendisini de hiç sevmem ya nessseee)
insan da bir canlı olduğuna göre sevdikleri zat-ı muhteremlere varlık demelerinde bir tuhaflık yok teknik olarak

ama benim gülesim geliyor yahuu..

napiim elimde değil
varlık denince yaratık
yaratık denince de eciş bücüş tipler canlanıyor gözümde..

en sevdiğim kadın/adam de
sadece en sevdiğim de
ille varlık kelimesini cümle içinde kullanacaksan
varlık sebebim de

ama sevdiğin/ aşık olduğun kişiye
varlık
demek
ne ayak yahuu:))

şimdi bu yazışma değil de bir tanesi ile karşılıklı konuşma olaydı
derdi ki

"sana neeee"

ve hakikaten de

bana neeee

:)))


beni güldürüyorlar ya sağolsunlar
allah da onları güldürsün işşşşalllaaaa :))

ayyy baksanıza
resmeeeeen ama resmen yaşlanıyorum yaaa :)))
ahahahahahhaha

iyisi mi akşam Büü ye sıkıca sarılayım ben bi "varlıııııımmmmm" diye
zuhahahahaha :)))))))))

Hay Allah çocuklar yaa
hiç güleceğim de yokken hem de :)))...

18 Nisan 2012 Çarşamba

Hep güldürmez bazen de ağlatır Amelie...


Büü'nün annesi hasta ya
tedavi görüyor iki yıldır
hayli de yıprandı haliyle
ve Büü de yanında oluyor pek çoğu
Hastenedeydi düne değin kimi geceler Büü kaldı yanında Hülya abla dinlensin diye
Defne de biliyor konuyu
ve metanetle de kabulleniyor
sanıyordum
dün akşama değin

dün akşamın anekdotu:

D: Anne babam neden eve çok az geliyoo
N: Babaannen hasta ya kızım, hastenede ona gidiyor
D:...
...
Dooğru o da naapsın ki, hem babanneme hem bana yetemez ki...
...

D: Annee
N: Hııı
D: Babannem iyileşince
-iyileşecek mi onu da bilmiyorum da-
O zaman
Babam evimize gelecek mi?
Gene normal aile olacak mıyız?

N: :............(

D: Annneeeee tamam noolur ağlamaaa
tamam anne ben alışkınım o kadar da özlemiyorum zaten
hani Katar'a da gitmişti ya
alışmıştım ben
anneeee ağlamaaaa..

N: Tamam... ağlamam...

D: ağlıyosun ama hala..

N: ayy sen gidip yatsana çocuk uyku vakti geçti ohooooo

D: bi öpimmm gidiyorum...

17 Nisan 2012 Salı

Sana Yazdım.....



fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman








Karda, kışta, zorda; baharında yazında mevsimin, sana açtım çiçeklerini içimin, hep sana soldum sonra…
Hep sana üşüdüm ayazında bu aşkın, ben bu şehrin yağmurundan hep sana aktım…
Sana doldu gözlerim şarkıların en acıklı yerlerinde;
sana bağırdım avaz avaz, sana sustum…
Seni düşündüm yarımında, eksiğinde zamanın;
sana küstüm kimse bilmeden, kimse bilmeden seninle barıştım.
Ben bütün pap atyaları sana yoldum! Bildiğim bütün küfürleri sana ettim.
Sana yandım, sana soğudum, sana söndüm.
Ben bütün yollardan sana gittim, sana döndüm…
Ben hep sana yazdım ya, bütün soru işaretlerini, bütün virgülleri, bütün ünlemleri, bütün noktaları sana koydum.
Sana açtım bütün parantezleri, bütün parantez içlerini seninle doldurdum.
Ben sana, ben hep sana, ben bunu da sana yazdım…
Ben sana yazarken her şeyi, sen başka baharında mevsimin, başka zamanında hayatın, başka düşlerin, başka kolların, başka acıların koynunda, yatağında en arsız sevişmelerin;
ben sana durdum ayakta, sana düştüm…
Sana saydım yok oluşlarımı ve yeniden doğuşlarımı.
Ben bütün yaralarını içimin, sana sardım…
Sana topladım dağılan parçalarımı dağıldıkları yerlerden; sana hastalandım sana iyileştim.
Sana fırlattım oklarını hayallerimin; seni hedef aldım, seni ıskaladım, seni vurdum, sana kızdım, seni affettim. Sana içlendim, sana sabrettim; ben sana, ben hep sana, yine sana yazdım.
Ben sana yazdım ya her şeyi; aşkı, ayrılığı, en karasını cümlelerin, en kanlısını, en ihtiraslısını, en yaralısını, en acısını hatta en ağırını.
Ben uyutmak için bazen içimin canavarlarını, bozmak için aşkın kara büyülerini, yakmak için bazen sana ait kelimelerini dilimin, tuz basmak için tenimin senden kalan yerlerine; uyuyabilmek için, uyanabilmek için, unutabilmek için, unutamamak için, acıtmak için bazen senin de canını, sana yazdım…
Var olmakla yok olmak gibi, kaçmakla yakalanmak gibi, iyiyle kötü gibi, melekle şeytan gibi, atmak gibi kendi uçurumlarından kendini ama ölmemek gibi, ölememek gibi.
Aşk; ne karmaşık bir şeydi…



yasemin pulat 


Bahar çiçek çiçek gelince güzel...

Sevgili Cecilcanım benden bir kaç tane tek çiçek fotoğrafı istemişti
gözüme çarpan birkaç taneyi cımbızladım arşivden
Seçil'e mail atacaktım ki
dedim bloga koyayım herkes görsün..
olmaz mı?
neden olmasın?

Cecilim bak bakalım işine yarayan var mı
yoksa sondaja devam
olmadı yenisini çekeriz ;)








15 Nisan 2012 Pazar

Bulut mu Olsam Balık mı Yokda Yosun mu olsam Gemi mi yoksa Ne o Ne o .... (mim)

Sevgili Crazywomenrosemary beni mimlemişti:)
teşekkürler kendisine..

Ben bazen kasılıyorum bu mimlerde ama bu defaki bir hayli hoş
cevap vermesi zevkli olan cinsten

YEMEK OLSAYDIM:

Salata

evet salata olurdum ben.. her an içinde mevcut olanlar değişebilen.. bir defasında cıvıl rengarenkken
bir defasında kasvetli tek bir renge bürünebilen
kimi ekşi
kimi tatlı (meyveden de salata yapılır malum :))

AYLARDAN:

Elbette Ağustos
Tabi ki Ağustos
Tartışılamaz, aksi düşünülemez...



GİYSİ VE AYAKKABI OLSAYDIM:

saçaklı saçaklı bir elbisem var, siyah
o elbise hep bana beni çağrıştırıyor
elbise olsam o elbise olurdum bana kalırsa


ayakkabı
tabi ki yüksek topuklu o bayıldığım ayakkabılarımdan birisi



RENK:

Turuncu..
Bir yazgüneşinden başka ne beklenebilir ki? hele ki bu güneş bir de aslan burcu ise :)



HAYVAN:

Kedi... kedi gibiyim zaten.. reenkarnasyona inanırım ben ve sanırım bir önceki hayatlarımdan birinde bir latin kadınıydım ve bir başkasında da mırıl mırıl bir kedi



OKUDUĞUM KİTABIN 137. SAYFASINDAN:

ben tek kitap okumam, aynı zamanda bir kaç kitabı okumayı beraber yürütürüm. hep böyleydim ve sonradan öğrendim ki okunanların iyi yerleşmesi için bu en iyi yöntemlerden birisiymiş, zira okurken eline aldığını hatırlamak için beyni çalıştırıyorsun "bi dakka bu hangisiydi neler olmuştu.. hmmm.. tamam hatırladım" şeklinde ve bu da kalıcılığı sağlıyor.. neyse uzatmayım
birkaç kitaptan gelecek benim 137. sayfam bu durumda


Serkan Dora'dan BÜYÜYEN FOTOĞRAF KÜÇÜLEN SOSYOLOJİ


Ken Light'tan Çağımızın Tanıkları - Belgesel  fotoğrafçılar anlatıyor




Seyit Ali Ak'tan  FOTOĞRAF / SÖZ KAVUŞMASI






ENSTRÜMAN:

Akordion..
ne de olsa %75 i boşnak olan bir kadınım ben..





dipteki not 1: fotoğraflar: neslihan karayakaylar tamyaman

dipteki not 2: mimlediklerime cee diyerek haber vereceğim

12 Nisan 2012 Perşembe

Güneşte demlerim senin çayını yüreğimden süzer öyle veririm

Fotoğrafta son takıntımız
"güneş baskı"

güneş baskı da ne yahuuuu
demeniz mümkün
en eski fotoğraf elde etme yöntemlerinden birisi aslında
geleneksel yöntemlerin biraz tersine işleyen bir teknik olduğu söylenebilir
çünkü geleneksel yöntemlerde fotoğraf karanlık odada kağıda pozlanarak basılır
oysa güneş baskı tekniğinde daha önce kimi özel kimyasalardan oluşturulan emülsiyonun üzerine sürülüp kurutulduğu yarı emici yüzeylerin (kağıt, ahşap, kumaş vs) üzerine negatif yerleştirilip güneşte pozlanıyor
kullanılan tekniğe -yani kimyasallara göre- elimizde mavi, sepya ya da birkaç renkli kareler oluşuyor

Bu teknikle basılan fotoğrafın bir kez daha birebir aynısını elde etme şansımız yok, hem bu özelliği hem de görüntüsünün verdiği his göz önüne alınacak olursa güneş baskı fotoğrafla resim arasında bir yerde duruyor bana kalırsa...

Geride bıraktığımız cumartesi ilk baskılarımı aldım
çok başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim
özellikle kimyasalları kağıda sürmeyi becerememişim bariz bir biçimde
bir daha sefere çok daha özenli olmalıyım

aslında scan edilip paylaşılması gerekiyor sanal ortamda bu fotoresimlerin
ama scanner ım olmadığından elimin altında fotoğrafların fotoğrafını çektim ben de..
ham halleri ile yüklüyorum

umarım daha sonra basacaklarım daha başarılı olur
bunların kenar çerçevelerindeki pürçüklere bakmayınız :)

üç adet van dyke- yani sepya



ve bir tanecik de Cynotype



dipteki not:
şimdi bu derse giderken yanımızda bir sürü şey taşıyoruz.. o halimle bir üstümü arasalar -hele ki aranan ben gibi depresif ruhlu bir kadınsa- anında şüphelenip artık Bakırköyeee miiii nezarete miiii nereyi bulurlarsa tıkarlar valla :)
şişe şişe tuhaf kimysalar ki aralarında gümüş nitrat ve potasyun ferri siyanür mevcut ikisi de zehirli, eller tırnaklar pozlanmasın diye taşıdığımız cerrah eldivenleri, şişelerden eşit oranda kimyasal çekebilmek için kullandığımız şırınga gibi materyal..
komik yahuuu


Dipteki ikinci not:
ne vakit bir şekilde uğraşmaya başlasam güneş baskı ile
bu melodi dolanıyor anında dilime
beraber dinleyelim mi?

Cem babayı da saygı ve hasretle anarak elbette....