Nerde doğru
Nere yanlışım
Bilmiyorum...
İllaki %100 doğru
ya da %100 yanlış değilim...
zaman zaman doğru zaman zaman yanlış....
Eski usüllere daha yatkın benim kafam sanki
Hani anniş toriş diyor ya zaman zaman "ohoooo o psikologların, pedagogların her dediğini yapmaya kalksan, tependen inmez bu kız senin" diye
ee doğru valla...
Bi de işin en komik yanını biliyorum bu çocuk gelişimciler konusunda :)
Bir sohbet esnasında konuşmuşluğum var bir hanımla, akademisyen Yrd. Doç. yanılmıyorsam, çocuk gelişimi ya da pedagoji konusunda
o demişti ki
"kızım doğana değin, kütüphanede dizi diziydi kitaplar, ahkam kese kese konuşurdum çocuklarıyla can hıraş uğraşan ana baba arkadaşlarımla, ama kızım kolik ve tolere edilmesi güç oranda gaz problemli bir çocuk olarak geldiğinde dünyaya, ne kadar kitap varsa parçalayıp attım ve annemin yöntemlerini sorup uyguladım, ohh rahat ettim"
diye
eklemişti tabi
"sen yine de bunu benden duymuş olma şeklinde"
:)
Yeni nesil anne özelliği olarak eskilerden farklı yaptığım en önemli şey Caponla konuşurken -özellikle önemli şeyler konuşulurken- göz hizasına inmek, bir de onu bir birey kabul edip uzun uzun konuşmak...
Şimdilerde kimi kimi öyle cümleler kuruyor ki
"aha" diyorum "fazla mı konuştum bu kızla ben ne?"
mesela 4.5 yaşında bir çocuk için normal mi acaba şu anekdot?
YG: Bugün Çağla ile tartıştınız mı Defne?
CB: Hayır ben tartışmadım
YG: Ben tartışmadım derken?
CB: Bir tartışma yaşandı, Ece ve Çağla arasında ama ben dahil olmadım tartışmaya, karışmadım, iki kişinin arasındaydı
YG: .... içinden (Nası yani yaaaa)
zamane ya bunlar, hepsi hazırcevap ve boyundan büyük elbette
ama insan kendi çocuğu olunca farklı mı görünüyo gözüne bilemiyorum ki...
Asabi mizaca sahip olmak çocuk yetiştirmede en büyük dezavantaj sanırım ve maalesef ben bu dezavantajı en dibine değin yaşamaktayım.. Zaman zaman önüne geçilemez öfke krizleri geçiriyorum. Sonrasında nefret etsem de kendimden, çok denemiş olsam da yıllardır... Değiştiremiyorum..
Aslında bu konu söz konusu olduğunda Büü'ye sonsuz şükranlarımı sunmam lazım gelir. Kolay sabredilecek krizler olmayabiliyor çünkü zaman zaman bunlar... O ise soğukkanlılığından taviz vermeden her defasında karşılayıp bu öfke nöbetlerini, akabinde sukünete gömülmem için yapılabilecek yardımların en doğru ve en sıcacığını yapabiliyor itirazsız. Çılgınlar gibi esip gürlememin ardından gelen şakır şakır sağanak yağmurların ıslattığı % 90 onun omuzları oluyor... Bir defa bile şikayetçi olmayan zaman zaman olur olmaz şeye düşüverseler de karısı ve kızı söz konusu olduğunda dimdikliğinden taviz vermeyen omuzlar....
Evet Büü tolere ediyor beni ama capon?
O edemiyor
Benim de onun benimkini tıpkısı öfke nöbetlerini tolere edemediğim gibi...
O kadar takıntılı olmadım burçlara hayatım boyu, fazla da inanmadım. "Amaan koca dünya üstünde 7 çeşit karakter mi var" diye.
Ama kör göze parmak, gidip de kızımı doğum günüm günü doğurunca
huylarımızın, tepkilerimizin, inatlarımızın, hüzünlerimizin, sevinçlerimizin, zevklerimizin birebir örtüştüğüne şahit oldukça
İnanır oldum Allah biliyor ya...
Bir evin içinde iki tane aynı karakterli dişi aslan olunca neler olur
demesin kimse sakın....
neler olmaz ki....
Bazen çangır çangır bağırırken ruhum bedenimden dışarı süzülüp tepeden bize bakıyor ve gördüğüm kendimden korkuyorum... Gözlerim büyüyor dehşetten
o derece
Capon korkuyor mu?
Yok canım tıngırında değil
Aynısını o da bana yapıyor cinnetleri gelince
Bu çılgın bağrış çığrış anları sonrasında gelip bana
"Hayatta en çok beni seviyosun dimi, sinirli olduğun için baardın, beni sevmediin için diil, bazen de bana beni sevdiin için baarıyosun, iyi çocuk oliim diye"
diyebilecek olgunlukta olması
zeka mı
bilmişlik mi
zamane olmanın bir getirisi mi
yoksa aynı frekansta yaşıyor olmamızdan mı kaynaklı bilmiyorum ki
merdiven inerken ben
arkamdan heyecanla seslenmesi
"annnne dudududududu (dur dur dur un hızla ardarda söylenişi) senin gözün görmüyo ya, elimi tut düşersin" demesi (gözlüklerden dolayı odaklama sorunum var ya)
normal mi
karar veremiyorum
Ama bildiğim
hem de çok iyi bildiğim bir gerçek var
Ben hayatta hiç kimse ile olmadığım kadar rahatım kızımla
Her şeyi ama her şeyi söyleyebilirim ona
Çok kızgın ve delirgin bir anımda
misal
"sen berbat bir çocuksun, kötüsün, beni kasıtlı üzüyorsun, delirtiyorsun, bağırtıyorsun, tımarhanelik olursam sebebi sensin"
demek 4.5 yaşında bir çocuğa
allak bullak edebilir o çocuğun tüm psikolojisini
ama caponun etmez
çünkü o bilir onları delilik anında söylediğimi
tabi bu sarf ettiğim sözlerin bana yol, su, elektirik olarak döndüğünü söylememe gerek yoktur eminim
bir anda karşımda
"sen kötü bir annesin, hep bana kızıyosun, başkalarının çocuklarını daha çok seviyorsun, git onlara anne ol, kendine başka çocuk ala, ya da kendine bi tavşan al, ben de zavallı bir sokak kedisi olup sokaklarda kalayım"
diye avaz çığlık kükreyen bir yavru aslan görüvermem hiç de az rastlanan bir durum değil...
Lakin en uzun küslük 15 dakika bilemedin 30
sonrasında mırıl mırıl birbirine sokulan iki uysal kedi oluveririz
inanamaz gören
"az önce kesin biri birini boğacak demiştik, bu ne şimdi"
diye
Büü hep der
"Bu ikisi arasındaki bağ anlatılmaz,
öyle bilindik anne- kız bağlarından değil, bunların durumu farklı
diye
öyle gerçekten...
hani kız çocuklar babaya düşkün olur, anneyi kıskanırlar falan lafları var ya
o bizde hikaye
elbette sınırsız seviyor babasını
ama görünen köy kılavuz istemez ki
varsa anası
yoksa anası............
anasına bağlılığı onu özgür bırakacak kadar derin onun
"anne sen fotoğrafçılık dersine git, ben anneannemde eğlenirim,
anne sen buluş arkadaşlarınla, bira için ben babamı üzmem
...
...
..."
gibi cümleler kurup
beni dış dünyada kendime zaman ayırmaya itecek kadar hem de...
Bazen kim çocuk
kim yetişkin
kararsız kalmıyor değilim yeminle........