28 Ocak 2010 Perşembe

İlk Kar


Her
türkülenişinde
ilk karın
Ellerini duyarım, uzaklığını


Duyarımda kalplerinin atışını serçelerin
Bir masal gecesini yaşarım


Çam ağaçlarını, beyazlığını
Ilıklığını gecenin
Duyarım ilk karın sessizliğini
Ayak izlerini sincabın


ödünç alırım da bir çocuğun sevincini
Yıldız kayar, gece gülümser
Bir dilek tutarım, anlayamaz büyükler...........

27 Ocak 2010 Çarşamba

Tadım Yook Tuzum Yoook

Tatsız tuzsuzum bu aralar
gözlerim baş sebeptir elbette de
şu kış mevsimi de tuz biber ekmiyor değil hani bunun üstüne
(hayır madem tuz biber ekiyor kış tatsız tuzsuzluğuma
nasıl oluyor da tatsız tuzsuz oluyorum ki?
o da ayrı muamma)


yok aslında kendimle bir problemim
barışığız hala
yok küsmeye niyeti kendimin ve benin birbirlerine




bu aralar peeeek sevimsiz ve çirkin hissediyor oluşum da tadımı kaçırıyor mudur ki?




yok yok
gözlük takıyorum diye değil
enteresan gelecek belki ama
gözlüklü Yazgüneşini çirkin bulmuyorum ben
nck
sevimli bile buluyorum hatta
e önemli olan da insanın kendini nasıl gördüğü olduğuna göre
gözlükle ilgili sorunum yok


yani görünüş anlamında elbette
yoksa göremiyorum ya yeterli
sinir bozucu tabi flu bir dünyada yaşamak
öleeee sis perdesi ardından bakmak dünyaya :)


Kendimi ortaokul yıllarımdaki halime benzetiyorum
çocukmuşum hissiyatı sanki
muhtemelen bu çocuk gibi gözükmekle değil de o zamanları anımsamakla ilgilidir
3.5 yaş ile 16 yaş arasını gözlük kullanarak geçirmiş biri olarak..




neyse dağıtmayım konuyu
yine bir yerden girdim
nerelere geldim belli değil


ne diyordum
haa
çirkin hissetmek


bunun sorumlusu da kış elbette
ah kış ah
niye sevemedim seni bilmem ki...


sevmiyorum yaa zorla mı
kalın kalın çoraplar, kaba kaba lap lup botlar, tozluklar
kazak hırka mont şapka...
poofff
atkı eldiveni unuttum zaten nicedir
daralttığından beni onlara sahip olmak
donsam da
"yok teşekkürler almayım ben"
demek ilk tercihim...
lahana gibi
(ya da aysberg marul :) modernize ettim deyimi :P)
aynaya bakasım yok
bu vaziyette insan kendini nasıl güzel hissedebilir ki? !!!


Yaz gelseee


ya da belki daha iyisi
ben şöööööle toplasam tası tarağı
alsam kendimi götürsem yaz olan bir yere
Avusturalya mesela (yuh!!)
(aman iyi be Tayvan olsun tamam... !!)
hayır nasıl gidiyosam
evi barkı çoluğu çocuğu işi gücü bırakıp...


gitsem gitsem derim de
gidemem elbet
gidesim var demek herhalde en iyisi
e malum
-sim olan her şeyi yapsaydım şimdiye
ohooooooo...


tatsız tuzsuzum bu araaaa
hem valla
hem billaaaaa


26 Ocak 2010 Salı

Büü'ye doğum günü Yazgüneşine hediye

Şart ya
benim hayatımda ille bişeyler öööle olur olmaz zamanda ters gidecek
ve ters giderken de illaki üst üste çakışacak ya
kural bu


Fotoğrafa takık vaziyetteyim ya nicedir
Dedik hadi ders alalım bi arkadaşımla
dersin başladığı akşam çıktık dersten gözümde hafif bi batma var bir kaç gündür devam etmekte olan
tuvalete gideyim dedim
aynaya baksam ki
sağ göz kan çanağı
hani bildiğin kırmızı, pembemsi falan değil yani
zaten ertesi gün işe de gidemedim
kornea aşınması teşhisi
rapor
şu bu
hikaye malum zaten
yazdım önceden

eee iyi de
ders ücreti ödendi
telafisi yok
nolcek
hayır göz görmeyince fotoğrafçılık dersi almışın kime ne fayda....


yok bırakmadım
bu vaziyette gidiyorum
illa ki gidiyorum
(bu arada sağolsun   Hoca, "sorun yok sen iyileş, kaçırdıklarını telafi ederim ben takılma buna" diyerek desteğini attı, saygıyla eğilirim önünde..)


Büükuş ikiletmeden sipariş etti istediğim makineyi
süper bi şey
bana göre tabi
lakin
ödüm koptu
menüsü falan bi acayip
becerir miyim görcez hep birlikte birlikteee...


Artık çeker çeker yayınlarım burda muhtekulâde sanat eseri fotoğraflarımı :)
öğrenebilirsem tabi ;)


sözde Büücüğün doğum günü kutlandı

hediyenin büyüğü bana alındı..

Ha bu arada
Doğum günü dedim de
Büücük için organize ettiğim 40. yaş sürpriz parti de bu göz rahatsızlığım zamanına denk geldi
daha iyisini hayal etmiştim
ulaşamadıklarım oldu
kafamda planlayıp uygulayamadıklarım oldu


ama gelen sevgili dostlarımız, aile fertlerimizle
süper bir gece idi
katılan herkese sonsuz teşekkür
mekan yine Kalender Zebra...


Devasa yeni makinemle değilse de
eski emektarla çekilen fotolardan örneklemeler eklediklerim




Yaptım evet noolmuş
Masaya çıktım
ne var
Yaptım
Yine Yaparım
ehe he

25 Ocak 2010 Pazartesi

Gayret...

Gözlerimle başım dertte ya bu aralar
Annemden eve dönüyoruz arabada
Caponcuk arabada kucağımda
("kısa mesafe anne noolur koltuğuma bağlamaaa kucağında oturayıııım"
duygu sömürüsünden sonra)


mırmırmır söyleniyorum Büü'ye
"öf yarın iş var, nasıl çalışacaksam böyle yarıkör" vırvırvır...


Caponcuk usulca yanağımı okşayıp
"geçecek annecim, çalışırsın...
Gayret"
diyor


Nasıl yani?
4.5 yaşında bir moral vericim mi var yani benim şimdi
sadece varlığı bile moral verirken bana
minik elleriyle okşayıp yanağımı
boyundan büyük sözleriyle
her şeyin çok güzel olacağına olan inancımı destekleyen
üstelik bunu öğretilmeden, belletilmeden, ezberletilmeden
sadece  içinden geldiği için içinden geldiği gibi yapan
minik bir moral verici....


Şanslı mıyım ne?
Öyleyim evet....

24 Ocak 2010 Pazar

Gözlerime mektubumdur... tarihi belge niteliğindedir..

Sevgili Gözlerim;


Doğduğum andan itibaren sizinle savaş, bir çekişme halindeyiz; 3.5 yaşında gözlük kullanmaya başlamamla başlayan bu süreç göz doktoru muayenehanesi fobisine dönüşebilecek noktalara kadar getirdi bizi savaşa savaşa...
Hemen hemen her defasında siz kazandınız savaşı...


Yaş 3.5; 3.5 numara ile başlayıp her yaş ilerleyen miyop
Gözler 1 Yazgüneşi 0


İlkokula başlayış, kimse istemez ve tercih etmezken en ön sıraya oturtulma zorunluluğu daha iyi görsün diye ve olur olmaz zamanlarda hep döööört göz dööööört göz, ooooptiiikk diye kızdırılma, gurur yapıp arkadaşlarının yanında zırıldayamadığından tuvalete gizlenip pıtır pıtır dökülen gözyaşları
Gözler 2 Yazgüneşi 0


Ortaokul yılları, yavaş yavaş karşı cinse ilgi duymaya başlama dönemleri, şişe dibi camlı gözlükler yüzünden belli olamayan bir yüz, yüz güzelliğinin aslında hiçbir şey olduğunu henüz algılama şansı olmadığından değil hoşlanmak dönüp bakmaya bile gerek duymayan bir karşı cins grubu sebebiyle girilen depresyon
Gözler 3 Yazgüneşi 0


Yaş 16 yı gösterdiği vakit nihayet "tamamdır kullanabilir artık" onayı ile ilk lens denemesi
Gözler 3 Yazgüneşi 1


Üniversitenin ilk yılında yumuşak lens kullanımı sebebiyle oluşan çok ciddi, körlüğe dahi sebep olabilecek ciddiyette bir kornea erozyonu ve keratit vakası, bir daha asla lens kullanamama ihtimali, 2 aydan uzun süren zorlu bir tedavi süreci
Gözler 4 Yazgüneşi 1


Sene 2001 ruheşi ile paylaşılan özelliği ve güzelliği gitgide artan bir dönemde gerçekleşen çok ağır bir iç göz enfeksiyonu, ışığa aşırı duyarlılık kapalı perdeler ardına haftalarca hapsolup damlatılacak damlaları - 10- 15 dakikada bir damlatılanı saat başı damlatılanı sabah akşam damlatılanı vs vs olduğundan -  allak bullak etmemek için oluşturulan bir tablo takibi ile can sıkıcı günler. 14 Şubat 2001 günü sürünerek rica minnet ruheşle sevgililer günü kutlamaya çıkıldığı vakit onun evlenme teklifi etmek için yazdığı muhteşem mektubunu sağ göz iptal olduğundan tek gözle okuyup o harika geceyi yarı görerek yaşamışlık
Gözler 5 Yazgüneşi 1


Geçirdiği ağır tedaviler sonrası sağ gözün retinasındaki deformasyon sonucu oluşan geri dönüşsüz görme kaybı
Gözler 6 Yazgüneşi 1


Vücut bağışıklığında oluşan en ufak bir düşüşle beraber oluşan üveyit reaksiyonlar, kortizon tedavileri
Gözler 7 Yazgüneşi 1


Hamilelik gibi en hassas dönemde oluşan iki ciddi enfeksiyon vakası  stres ve kullanımı sorun yaratabilecek ilaçları kullanma zorunluluğu
Gözler 8 Yazgüneşi 1


Hayatta bir insanın bu sevginin ötesi yoktur diyebildiği, öl dese kılı kıpırdamadan öleceği, yegane varlığına; yavrusuna genetik haritasındaki kusurunu aktarmış olmanın ortaya çıkmasıyla oluşan vicdan azabı-- vicdan azaplarının en şiddetlisi, vicdan azaplarının en büyüğü, en can acıtanı
Gözler 9 Yazgüneşi 1


Tam da baba vefatı gibi hayatta yaşanacak en derin bir kaç acıdan birini yaşarken, daha babanın cansız bedeni yatağından dahi alınmamışken masum kızının tamamen yanlışlıkla çektiği bir sopanın elinden kurtulup sağ göze çarpmasıyla gözde şimşekler çakması, içe işleyen derin bir can acısı akabinde retina yırtığı sonucu gözü kaybetme noktası sadece 8'de 1 görüşü kalan bir sağ gözle döne döne bu gözü tedaviye cesaret edecek hekim arama, çok riskli bu göze ellemeyiz diye yüze kapanan kapılar
Gözler 10 Yazgüneşi 1


Şans eseri genç bir hekimin cesareti, çok ümitli olmamakla beraber denediği retina yırtığı tedavisine cevap verip kurtulan sağ göz -- her ne kadar 12 gün kıpırdamadan her yeri tutularak yüzüstü, alın yere dayalı yatmak gibi bir badirenin sonucu da olsa --
Gözler 10 Yazgüneşi 2


12 gün vücut anatomisine tamamen ters bir yatış uygulamak zorunda kalan bedenin tepkisi, yerinden oynayan kulak kristalleri, bozulan denge,  15 gün süren bu defa sırt üstü yatmakla iflah olan ve ömür boyu taşınacak kalıcı izler bırakan ileri boyutta vertigo
Gözler 11 Yazgüneşi 2


Baba kız boğuşurken sırtlarına batacak oyuncağı almak için eğilme sonucunda sol gözüne babanın dirseği ile şiddetli bir darbe alan anne ve bu defa tecrübeli olduğundan oluştuğunu tahmin ederek erken tadviye başlasa da yine de sağ gözde yaşananın daha hafif bir benzerini yaşatan retina yırtığı vakası
Gözler 12 Yazgüneşi 2


Tün sağlık problemlerini geride bırakıp oh mis gibi tatil yapacağım denen bir anda gözde çıkan uçuk ve tedavi süreci
Gözler 13 Yazgüneşi 2


Bir başka yaz tatilinde aynı gözde birbirinin tedavisi ile örtüşmeyen, birinde kullanılan ilacın diğerini azdıracağı iki zıt durum olan üveyit reaksiyon ve uçuğu aynı anda biraraya getirebilme
Gözler 14 Yazgüneşi 2


Daha iyi gören sol göz önünde oluşan karartı retina yırtığı olabileceği düşüncesi ile kapılınan dehşet, çok yüksek dejeneratif miyopinin sebep olduğu kılcal damar çatlaması sonucu göz içinde oluşan bir kanama olduğunun ortaya çıkması
Gözler 15 Yazgüneşi 2


Lens kullanımına bağlı olarak oluşan kornea epitelindeki aşınma, lens kullanamama, gözlükle yeterli görüş elde edememe, bir hafta işe gidememe, yakın uzak hiç ilgisi olmadığı halde göz problemlerinin bilgisayarda chat (!!) yapmaktan oluştuğu konusunda kafasına zoraki bir önyargı yerleştirilen bir amir ve bu önyargının değiştirilme ihtimalinin olamayacak oluşu
Gözler 15 Yazgüneşi 2


Bir haftada iyileşemeyen epitel doku, yetersiz kalan gözlükle göremediğinden yorulan gözler sonucu sürekli ağrıyan bir baş, ısmarlanan ancak özel üretim olacağından ancak 10 iş gününde gelebilecek yeni gözlükler, 15 gün ciddi az gören (%30 ila 40) gözlerle işe gitme zorunda oluş ve tüm bunlara ek olarak bir de katarkt oluşumunun başlamış olduğunun zayıf retina sebebiyle ameliyat edilmek istenmeyen gözlerin mecburen ameliyat edilmek zorunda kalınacağının öğrenilmesi
Gözler 15 Yazgüneşi 2


Evet gözlerim şimdi bulunduğumuz nokta tam da bu
Sizi ve dolayısıyla beni zorlu bir ameliyat bekliyor önümüzdeki 3 ay ila 1 sene içinde


Diyorum ki ben artık
Şu savaşa son versek?
Nereye kadar savaşacak
Nereye kadar müsabaka yapacağız ki?
Evet kazanan hepe yakın sizsiniz
Kaybedense ben
Ama ben olmadan siz nesiniz?
Siz olmadan ben neyim?
Sizsiz ben anlamsızım
Bensiz siz zaten yoksunuz
O zaman Ben, Siz demesek artık?
BİZ olsak
son badireyi barış içinde elele atlatıp
Geleceğe elele yürüsek artık diyorum...
Didişmesek
Birbirimizi üzüp kahretmesek?
Olmaz mı?
Olur
Hem de harika olur
Var mısınız benimle BİZ olmaya
Var mısınız geleceğe dostlukla, beraberce, umutla barış içinde yürümeye?
Varsınız


E anlaştık o zaman....
SİZİ SEVİYORUM
Bütün eksikleriniz, bütün kusurlarınız ile olduğunuz gibi seviyorum
Çünkü belki de  beni ben yapan bu eksikler ve kusurlardı aslında sizdeki
Ve bunlara rağmen öyle güzellikler görmemi sağladınız ki varlığınızla
Varlığınızla diyorum bakın
Çünkü herşeyin ötesinde varsınız
iyi ki varsınız...
Peki artık siz de beni sever misiniz?
Seversiniz...




O zaman ne diyoruz
"BİZ son badireyi atlatıp birlikte mutlu olacağız"


di mi?
Evet


hadi bakalım....
Bugün
bu yazı da
dönüm noktası olsun mu olsun o zaman....




20 Ocak 2010 Çarşamba

İYİ Kİ DOĞDUN DİĞER YARIM..

1999 yılının 20 Ocak günü
"doğum günün kutlu olsun"
demek için ettiğim telefonla başlayan süreç bak bizi nerelere taşıdı


söylenecek çok söz
kullanacak az kelime haznesi var
konu seninle ilgili bir şeyler yazmak olduğunda


biliyorsun
bu yeni bir şey değil
başından beri böyle idi
hala böyle


40 yıl üzüm gözlüm
dile kolay
bugün itibariyle yaşanmış koca koca 40 tane 365 gün var elinde
(30 tane 365 10 tane 366 mı demeliydim? -- tamam cıvımak yok ciddiyet lütfen)
kutlu olsun
11 senesinde bu 40 yılın eleleydik...
daha ne kadar ömür biçildiyse şu dünyada var olmamıza
işte tüm o süre zarfında ellerimiz birleşik kalsın dilerim...
dilerim ki bunca yıl birbirimiz için biriktirdiklerimiz
-kimi yıpransa da zamanla, kimi eksilse, kimi artsa da-
aşkımız
sevgimiz
güvenimiz
coşkumuz
tutkumuz
güldürebilmemiz birbirimizi
ağlamaya kalkınca biri, omuz vermesi tereddütsüz diğerimizin
her şeyin ötesinde
o sarsılmaz,
o ilk Anıt Park'da Athena konserinde elele tutuşup hopladığımız an kurulan,
kurulduğu andan sonra hiç yıkılmayan
dostluğumuz
her daim kalsın...
her ne olursa olsun
hayat bize her ne gösterirse göstersin
sen önemlisin
sen özelsin...
bu sabit bir gerçek olarak kazınmıştır yaşam öyküme bilmelisin...
senin hayatımdaki varoluşunla bir anlam kazanmaya yüz tutan kendi varoluşum, caponu armağan etmenizle birlikte hayatla elele tutuşup bana, işte o vakit tam olarak anlamlandı ya...
eh daha ne söyleyebilirim ki diğer yarım ben sana?


İYİ Kİ DOĞDUN SEVGİLİM, EŞİM, CANPARÇAMIN BABASI, DİĞER YARIM
YÜREĞİNDEKİ SEVGİ
GÖZLERİNDEKİ IŞIK
KILAVUZUN OLMAYA HER DAİM DEVAM ETSİN
NİCE YAŞLARIN OLSUN


İYİ Kİ VARSIN......

13 Ocak 2010 Çarşamba

biri beni durdurur mu?


Biri beni zaptetsiiin....
Oldum olası bir kitap kurdu oluşum yetmezmiş gibi
Kitapçı kurtluğum da vardır serde
Lakin capon balığı beni sollayarak bu kitapçı kurtluğunda çook ileri gitti benden, boynuz kulak misali

Hayır elbette şikayetçi değilim
Nihayetinde capon yaşında kaç çocuk alışveriş merkezlerine gittiğinde "oyuncakçıııı" yerine "kitapçııııııı" diye mızmızlanır ki?


Yalnız sorun şu
Bu kadar çok kitapçı ziyaret edince ne oluyor
Her sefer elimde kocaman bir poşet oluyor elbette kapıdan çıkarken...
ve elbett o poşet sadece caponun kendine seçtiği çocuk kitaplarını içermiyor


Kitap alamanın nesi mi kötü?
Kim dedi kitap almak kötü diye


Süper


de


yetişemiyorum okumaya
Hayatımda ilk defa kütüphanemde alıp yığdığım ama henüz okuyamadığım kitap sayısı onlu rakamları geçti...
Bu şekilde almaya devam ettiğim sürece hiç yetişemeyeceğim ve aklım o yığında kalmaya devam edecek

eee bu stres yaratıyor bende

çünkü hepsini merak ediyorum...
çatlıyorum hattaaaaa

bir de okuyup hepsini sömürüveresim var
şöyle rahatça kanepemde kaykılıp, kitaplarımı yanıma dizip, sehpama bira mı olur artık, kahve mi neyse depolayıp, okumaya başlayıp,
okuyup okuyup okuyup okuyasım var...

biri beni durdurur mu acaba
stoğumu eritene kadar kitap almamı engelleyecek bir Allahın kulu?

12 Ocak 2010 Salı

agresif kadının komik kızı ve komik kocası

Komik bir adamla evli olup komik bir kız çocuk doğurmayı başarmış bir kadınım ben
Bu kısım güzel
Ancak ben komik değil agresifim :(
Heyheylerim geldi mi tutabilene aşkolsun
Tahammül edilemez bir cadıya dönüşüyorum
İşin en ironik yanı da sinirli olduğum zamanlar vara yoğa esip gürleyip akabinde anlamsız esip gürlediğimi farkettiğimde kendi kendime sinirlenip sinir katsayımı artırıyor oluşum...
Nasııı yani....
Sonuçta durum içinden çıkılamaz bir hal alıyor
kısır döngü misali
ve bunca esip gürlemenin ardından bir sulu sepken yağış geliyor genelde..
Musluklar açılıp şaaaaaar diye fışkırdı mı gözpınarlarımdan yaşlar, ortalık yatışıyor





Neyse ki bana çoğu zaman kahkaha attıran, kahkaha attıramasa da illaki gülümsetebilen komik bir kızım var








ve ciddi komik bir kocam
ben tırlayınca
geliyor
yapıyor yapacağını
sonuç
kocaman kahkahalar......

9 Ocak 2010 Cumartesi

Evlerin hüznü...





Nefes alır bence evler de
Kimi heyecanla hızlı hızlı
Kimi dingin, huzurlu, usul usul
Kimi ruhsuz, cansız, belli belirsiz
Kimi ayarsız, dengesiz, darmadağın


Evler de neşelenir bence
Cıvıl cıvıl çocuk sesi, dost neşesi, kardeş sevgisi doluverdiğinde içine


ve
Evler de bence hüzünlenir
Bomboş kalıverdiğinde
Kendine renk katan konuklar veda edip gittiğinde....

5 Ocak 2010 Salı

Kızıma Yeni Yıl Mektubum



ASLEN KIZIMA YAZDIKLARIMI ESKİ USÜL KALEMLE DEFTERE YAZIYORUM BEN
BİLDİĞİNİZ GÜNLÜK İŞTE
ONA ELEKTRONİK ADRESLER DEĞİL
YER YER KARALAMALI YER YER YIPRANMIŞ
KİMİ YAZILARI DAMLAYAN GÖZYAŞLARIYLA DAĞILMIŞ
YALNIZ HİSSETTİĞİ ANLARDA GÖĞSÜNE BASTIRIP KOKLAYABİLECEĞİ
ANNESİNİN OKUNAKSIZ ELYAZISIYLA DOLDURULMUŞ
DEFTERLER KALSIN
DİYE 
AMA YENİ BİR YIL
YENİ BİR BAŞLANGIÇ MADEM
ORAYA YAZDIĞIMI BURAYA DA KAYDEDEYİM İSTEDİM...
SEBEPSİZ
ÖYLESİNE...


"Yeni bir seneye merhaba dedik... İnsanın yaşı ilerledikçe zaman daha hızlı akıp gitmeye başlıyor sanki. Sen gözümün önünde günden güne serpilip büyüdükçe, hele hele boyundan büyük oldukları hissine kapıldığım laflar ettikçe, inanamıyorum geçen zamana...


Her geçen gün, geride kalan her yıl büyüyor, gelişiyor, kişiliğini iyiden iyiye oturtuyor, tam bir küçük insan oluyorsun gözlerimin önünde. (Ben de bu arada yaşlanıyorum elbette ama bu söz etmeyi hiç de istemediğim bir mevzu)


Canımın parçası 2000'li yıllara gireceğimiz zamanlar dün gibi hatırımda.. Şimdi onuncu seneye dönmüş olması hakikaten inanılır gibi gelmiyor bana...


2000'li yıllar bana bir diğer yarı, bir eş getirdi başlangıçta... Babanı... 2001'di
Ve sonrasında SENİ 2005'di...


Sen çok özel ve güzel bir varlıksın benim için her şeyim....


İlk gençkızlık yıllarımda hep hayal ederdim, diğer yarım, ruh eşim olabilecek bir adamdan dünyaya getirdiğim bir kız çocuğu...
Şimdilerde bazen bir anlığına dehşete kapılıverdiğim oluyor biliyor musun? Sanki bir rüyadaymışım da uyanınca her şey yok oluverecekmiş hissi. Saçma olduğunu biliyorum...
Bildiğim bir başka gerçek, uzun süre gerçekten yürekten arzulayarak ve gerçek olacağına inanarak hayal edersen, oluyor. Ben o yıllarda çok canı gönülden hayal kurmuşum demek ki...


Çok şanslı bir kadınım ben küçücüğüm. Sen dünya üzerinde onca kadın varken anne olarak kendine beni seçtin, gelip benim rahmime yerleştin diye ben çok şanslı bir kadınım...


Benim varlığım senin var olmanla anlam buldu, bunun bilincine her geçen gün daha fazla varıyorum küçük meleğim...


Sevgi denen şey o kadar engin, o kadar uçsuz bucaksız ki, verdikçe veresi geliyor insanın. Sevmekten hiç korkup kaçmadım biliyor musun canımın içi hayatım boyunca. Hor görüldüğü oldu, küçümsendiği iletmeye çalıştığım sevgimin. olmadık insanlara verdiğim ve olmadık acılar çektiğim oldu zaman zaman. Yanlışlıklar yaptığım oldu içimden taşan sevgim yüzünden ve hala da yaptığım ve sanırım ömrümün sonuna kadar yapacağım. Ama, inan üzüm gözlüm, hiç ama hiç pişman olmadım. Benim hor görülen sevgim değil onu hor görenlerdi aslında utanması gerekenler. Ben hiç utanmadım sevgimi söylemekten her kim olursa olsun. İkili ilişkiler ya da dostluklar ya da içinde sevgi olabilecek her şey için. Ve güzeller güzelim senin doğumunla "bir insan en fazla ne kadar sevebilir"i yaşadım ya; bana bunu yaşattın ya... Geri kalan ne varsa hikaye şu kavanoz dipli dünyada


İyi seneler küçük prensesim
Sana, bana, babana, tüm ailemize, tüm sevdiklerimize harika bir yıl olsun 2010...
Daha nice nicelerine birtanem
Hoşgörüyle
SEVGİYLE....................


Annen"

2 Ocak 2010 Cumartesi

E buyur bakalım

Hoşgeldin sayın ve sevgili 2010
Buyur bakalım
hoş buyur demesek
buyurmayacak mısın sanki...
laf işte

Öncelikle belirteyim senden iyi bir performans bekliyorum...
Hastalık, huzursuzluk, kavga, gürültü ,savaş, terör, şehit, kuraklık, afet..... ve daha binlercesi gibi sevimsiz kelimelere içerdiğin 365 günde prim vermezsen iyi olur
bak benden söylemesi
haa ben ille vereceğim dersen
çekip gittiğinde
kimse iyi hatırlamaz arkandan bilesin

sonra Aralık gelip de tası tarağı toplamaya başladığında pişman olup da "vaay ben ne ettim" dersen, "uyarmadı" diyemezsin en azından

Bir boy büyük kardeşin 2009 öyle pek de harika anılar bırakmadı dünya için bilmem farkında mısın

ha benim için iyi geçti ne yalan söyleyim...
bu durumda senden bekleyeceğim başarı noktasına yerleşen çıta biraz yüksek
göreyim seni geç bakalım büyük kardeşini
yükselt çıtayı...

hadi bakalım Yeni Yıl
Aldın bayrağı
başla koşmaya
kim tutar seni......
Tam yol ileri.....