12 Kasım 2009 Perşembe

iyi ki doğmuşsun Annelerin bitanesi

İÇİNDEN ÇIKTIĞIM
İÇİMİ AÇTIĞIM
CANIMA CANIYLA CAN VEREN
CANIM ANNEM

Küçük bir kızken gülerdim sana
Annem de derdim
Ağlıyor vara yoğa
Minik damlacıklar hazır gözpınarlarından pıtır pıtır akmaya
Gülümserdin sadece
Bazen "anne ol inşallah, anlarsın" derdin
Anladım
Haklıydın
Her zaman olduğun gibi
Sen bu dünya üzerinden olabilecek annelerin en mükemmelisin
ve ben evlatların en şanslısı
ÇOK SEVİYORUM ANNEM SENİ
KUTLU OLSUN DOĞUM GÜNÜN
...

Bu hikayeyi de eklemek istedim
çok beğendiğim:


TANRI en güvendiği meleği çağırıp, hazırladığı anne modeli hakkında onun fikrini sormuş.


Melek gördüğünü beğenmemiş.


Çok çalıştınız yüce efendimiz, artık ne yaptığınızı bilemez hale geldiniz.

Şuna bakın! Bütün hastalıkları iyileştiren özel bir öpücük ve yemek pişirmek, çamaşır yıkamak, ütü yapmak, okşamak,tutmak, temizlemek için altı çift el yapmışsınız. Bu iş yürümez!

Sorun ellerde değil.” Diye
karşılık vermiş Tanrı, aslında üç çift göz koymalıydım: Kapalı kapılar ardında da olsa çocuğunu görmesi ve onu açık pencerelerden koruması için bir çift göz; ona iyi terbiye verebilmesi için ciddi ciddi bakan, ödün vermez bir başka çift göz ve ne kadar işi olursa olsun, bitmez tükenmez sevgisini ve şefkatini sürekli olarak yansıtabileceği üçüncü bir çift göz!

Melek biraz daha dikkatle incelemiş, anne modelini. Peki bu ne böyle?”
kendi kendini iyileştirme önlemi. Çünkü onun hastalanmaya vakti olmayacak, kocasıyla, çocuklarıyla, eviyle uğraşması gerekecek.

Bence siz biraz dinlenseniz iyi olacak”, demiş melek. Dinlenip, sakinleşip iki kolu iki gözü olan standart bir model üzerine çalışsanız çok daha iyi olacak.

” Tanrı, meleğe hak vermiş, biraz dinlendikten sonra , anneyi normal bir kadın haline getirmiş. Ama meleğe şöyle demeden de edememiş:

”Onun içini çok büyük bir azimle doldurmalıyım. Bu azim, öylesine büyük olmalı ki, altı kolu, üç çift gözü ve kendi kendini iyileştirme sistemi varmış gibi davranmalı. Yoksa görevlerini yerine getiremez, yükün altından
kalkamaz.

Melek modeli incelemiş. Bu kez Tanrı’nın başardığına kanaat getirmiş. Ama birden bir sızıntı fark etmiş: Galiba siz, bu modelin içine yine çok fazla şey doldurdunuz. Kadının içi boşalıyor.

Hayır boşalmıyor. Bunun adı gözyaşı.”

Ne işe yarar?”

Sevincini, hüznünü, düş kırıklığını, acısını, gururunu, mutluluğunu, coşkusunu ifade etmeye yarar.”

Siz büyük bir mucitsiniz!” diye heyecanla bağırmış melek, modelin tek eksiği buydu, şimdi tamamlanmış oldu.”

Tanrı buruk bir sesle yanıt vermiş: Onu ben koymadım. Parçaları birleştirdiğim zaman, gözyaşı kendiliğinden ortaya çıktı.”



Hiç yorum yok: